“O ilde 7 büyüklüğünde deprem riski var” Uzman isimden korkutan açıklama
Kütahya’da, Balıkesir’de, Bursa’da ve İstanbul etraflarında olan sarsıntılar ile daima bir biçimde diken üzerinde olan vatandaşlara bir berbat haber de Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu’dan geldi.
GÖZLER İSTANBUL’A ÇEVRİLMİŞKEN FELAKET SENARYOSU ANKARA’DA ÇIKTI
Büyük sarsıntı konusunda gözler İstanbul’a çevrilmişken Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu tüm dikkatleri Ankara’ya çevirdi. Ankara’nın depremsellik açısından inançlı sanıldığını ama kent merkezine yakın üç canlı fay bulunduğunu aktaran Seyitoğlu, bunların; Eldivan-Elmadağ Tektonik Kaması, Abdüsselam Tektonik Kaması ve Beypazarı Kör Bindirme Zonu olduğunu açıkladı.
Seyitoğlu, bu fayların Kuzey Anadolu Fayı, Eskişehir Fayı ve Kırıkkale-Erbaa Fayı’na da çok yakın olduğuna dikkat çekti.
“7 BÜYÜKLÜĞÜNDE ZELZELE YARATABİLİR”
Seyitoğlu, bilhassa Eldivan-Elmadağ tektonik kamasında mümkün bir kırılmanın 6,5-7 büyüklüğünde zelzele yaratabileceğini aktardı. Bölgedeki sıkışmanın yılda 12,5 mm olduğunu belirten Seyitoğlu, “Ankara etrafında büyük bir zelzele olacaksa bunun üzerinde olacağını düşünüyoruz” sözlerini kullandı.
Seyitoğlu, Ankara merkezine yakın “BAĞLICA FAYI İLE BAĞLI OLABİLİR”depremlere dikkat çekti. 30 Nisan 2010 tarihinde Etimesgut’ta meydana gelen 3,5’lik sarsıntısı ve 11 Ağustos 2025 sarsıntısının, Eldivan-Elmadağ ile Abdüsselam tektonik kamaları ortasında meydana geldiğini söyleyerek bu zelzelelerin, Melikşah-İkipınar Yükselimi ve Bağlıca fayı ile bağlı olabileceğini söyledi.
İLK ÇÖKECEK YERİ AÇIKLADI
Prof. Seyitoğlu, muhtemel 6,5-7 büyüklüğündeki zelzelede en büyük riskin Demetevler’deki zayıf yapı stoğu olduğunu belirtti. Kentsel dönüşümün öncelikle buradan başlaması gerektiğini vurgulayan Seyitoğlu, ayrıyeten cam kaplı gökdelenlerin zelzele sırasında yıkılmasa bile salınım yaparak, beşerler için hayati tehlike oluşturabileceğini lisana getirdi.
Eldivan-Elmadağ Tektonik kaması hareket ederse bunun 6,5-7 ortasında olabileceği öngörülüyor. Çabucak aklıma Demetevler geliyor. Zira rastgele bir çalışmaya gerek kalmadan oradaki yapı stoğunun çok zayıf olduğunu biliyoruz. Hasebiyle bir kentsel dönüşüm başlayacaksa Ankara’da oradan başlamalı. Bir de son yıllarda çok moda olan cam kaplı gökdelenlerimiz var Ankara’da. Bu gökdelenler yıkılmasa bile aşikâr bir salınım yapacaklar. O salınımda cam kaplı olan yüzeylerin aşağıda bulunan beşerler üzerinde çok büyük hayati tehlike yaratacağını düşünüyorum. Buna karşı gerekli tedbirleri inşaat mühendislerinin düşünmesi gerekiyor diye söyleyeyim.
