Emzirmenin annelere gizli gücü ortaya çıktı
Emzirme, bebeklerin sağlıklı gelişimi için vazgeçilmez bir süreç olarak bilinse de, annelerin ruh sıhhati üzerindeki olumlu tesirleri bilim dünyasının dikkatini çekti.
Yeni araştırmalar ve uzman görüşleri, emzirmenin anne ve bebek ortasında kurduğu duygusal bağın ötesinde, annelerin zihinsel sıhhatini güçlendiren bir kalkan olduğunu gösterdi.
Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) ve UNICEF’in birinci altı ay yalnızca anne sütüyle beslenmeyi önermesinin arkasında, sadece bebeğin değil, annenin de fizikî ve ruhsal sıhhatine katkıları yattı.
Oksitosinin Sakinleştirici GücüEmzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonu, annenin ruhsal istikrarını desteklemede kilit bir rol oynadı.
Çocuk sıhhati ve hastalıkları uzmanları, “Oksitosin, sırf süt salgısını değil, tıpkı vakitte annede sakinleştirici bir tesir oluşturur. Bu hormon, gerilim hormonu kortizol seviyelerini düşürerek annenin telaş ve gerilimle başa çıkma kapasitesini artırır” dedi.
Nörobilimci Prof. Dr. Linda Mayes’in liderliğinde yürütülen bir araştırma, emziren annelerde kortizol düzeylerinin, emzirmeyenlere kıyasla %20 daha düşük olduğunu ortaya koydu. Bu, annelerin daha huzurlu ve sağlam bir ruh haline sahip olmasına katkı sağladı.
DOĞUM SONRASI DEPRESYONA KARŞI DOĞAL BİR KORUMA
Emzirmenin, doğum sonrası depresyon riskini azalttığına dair güçlü bilimsel deliller bulundu.
Portekiz’deki Porto Üniversitesi’nden Prof. Dr. Barbara Figueiredo’nun yayımlanan çalışması, emziren annelerde depresif belirtilerin, hamilelik devrine kıyasla değerli ölçüde azaldığını gösterdi.
Figueiredo, “Emzirme, annenin ruhsal yeterlilik halini destekleyen bir antidepresan üzere fonksiyon görür” diyen Figueiredo, bu sürecin anne-bebek bağını güçlendirerek duygusal tatmini artırdığını vurguladı.
FİZİKSEL VE DUYGUSAL ZORLUKLAR: TAKVİYE ŞART
Ancak emzirme süreci her vakit kolay değil. Süt yetersizliği korkusu, göğüs başı ağrıları ya da bebeğin emmeyi reddetmesi üzere durumlar, annelerde ruhsal yük oluşturabildi.
Çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanları, “Emzirme, anne ve bebek ortasında inançlı bağlanmayı desteklerken, bu süreçte karşılaşılan zorluklar annenin ruhsal sıhhatini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, emzirme danışmanları ve ruh sıhhati uzmanlarından dayanak almak kritik ehemmiyet taşıyor” dedi.
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden psikolog Dr. Amy Brown’un araştırmaları, emzirme sürecinde toplumsal ve duygusal dayanağın, annelerin dert seviyelerini %30’a kadar azalttığını ortaya koydu.
ANNE SÜTÜYLE GELEN ÇİFT İSTİKAMETLİ FAYDA
Emzirme, sadece ruhsal sıhhatle sonlu kalmıyor; birebir vakitte annenin fizikî sıhhatine da katkıda bulundu.
ABD’deki Mayo Clinic’ten Onkoloji Uzmanı Dr. Sandhya Pruthi, “Emzirme, göğüs dokusundaki hücre yenilenmesini teşvik ederek göğüs kanseri riskini %4,3 oranında azaltıyor” dedi.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Valerie Beral’in meta-analizi, 12 ay yahut daha uzun mühlet emziren bayanlarda yumurtalık kanseri riskinin %30’a kadar düştüğünü gösterdi.
TOPLUMSAL TAKVİYE VE BİLİNÇLENDİRME ÇAĞRISI
UNICEF Genel Yöneticisi Henrietta Fore, emzirmenin sıhhat, toplumsal ve ekonomik yararlarının tartışılmaz olduğunu vurgularken, dünya genelinde bebeklerin sırf %40’ının birinci altı ay yalnızca anne sütüyle beslendiğine dikkat çekerek, “Emzirme oranlarını artırmak için annelere daha fazla takviye sağlanmalı” dedi. Fore, toplumsal farkındalığın kıymetine işaret etti.
