Kış hastalıklarının kara kutusu açılıyor! 10 adımda bağışıklığı güçlendirme
Soğuk hava, kapalı ortamlar ve viral enfeksiyon riskinin artmasıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirme arayışları sürat kazandı.
Yaygın inanışın tersine, uzmanlar bağışıklık kalkanının tek bir besin öğesi olmadığını, fakat birtakım kritik unsurların ve ömür üslubu alışkanlıklarının çok daha belirleyici rol oynadığını vurguladı.
C VİTAMİNİ YANILGISI VE GÖZDEN KAÇAN GÜÇ
Tüm dikkatler C vitamini üzerine yoğunlaşmışken, asıl kollayıcı güçlerin gölgede kaldığı belirtildi.
New York’taki Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Prof. Dr. Michael J. Smith, “C vitamininin yaygın bir algılayıcı olduğu hakikat, lakin bağışıklık için kritik olan, bilhassa D vitamini düzeylerini korumak ve bağırsak mikrobiyotasını desteklemek üzere çok daha temel ve bütüncül yaklaşımlardır” söz etti.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden immünoloji uzmanı Dr. Evelyn Reed ise, C vitamininin soğuk algınlığının müddetini kısaltmada hudutlu bir tesire sahip olduğunu gösteren büyük ölçekli meta-analizler bulunduğunu kaydetti.
Dr. Reed, “Asıl kilit nokta, bedenin kendini savunma sistemini daima olarak yüksek tutan ömür biçimi dengesidir” açıkladı.
KIŞ HASTALIKLARINDAN KORUNMANIN 10 TESİRLİ YOLU
Uluslararası bilimsel araştırmaların ve uzman görüşlerinin birleştiği noktada, kış aylarında hastalıklara karşı güçlü kalmanın 10 temel yolu şöyle sıralandı:
D Vitamini Desteği: Güneş ışığının azaldığı kış aylarında D vitamini desteğinin, T hücrelerini ve genel bağışıklık reaksiyonunu güçlendirdiği bilimsel olarak kanıtlandı.
Yeterli Uyku: Uykusuzluğun, enfeksiyonlarla savaşan sitokinlerin üretimini azalttığı belirtildi. Günde 7-9 saat kaliteli uyku, bağışıklık hafızasını güçlendirdi.
Soğuk havalarda kafelerdeki şallara dikkat
Bağırsak Sıhhati: Probiyotik ve prebiyotik besinlerle bağırsak mikrobiyotasını istikrarda tutmanın, bağışıklık hücrelerinin büyük bir kısmının bulunduğu bağırsaklarda kritik kıymet taşıdığı vurgulandı.
Düzenli İdman: Orta yoğunlukta sistemli fizikî aktivitenin, bağışıklık hücrelerinin bedende daha süratli dolaşmasına yardımcı olduğu ve iltihaplanmayı azalttığı gözlemlendi.
Hidrasyon: Kâfi su tüketiminin, mukoz membranları nemli tutarak virüs ve bakterilerin bedene girişini zorlaştırdığı aktarıldı.
Stres İdaresi: Kronik gerilimin, bağışıklık sistemini baskılayan kortizol hormonunun düzeyini yükselttiği bilindi. Meditasyon ve gevşeme tekniklerinin bu baskıyı hafiflettiği gösterildi.
Çinko Tüketimi: Bağışıklık hücrelerinin işlevi için hayati olan çinko mineralinin kâfi ölçüde alınması gerektiği hatırlatıldı.
El Hijyeni: Hastalıkların bulaşma zincirini kırmada el yıkamanın en kolay ve en tesirli savunma çizgisi olduğu tekrarlandı.
Antioksidan Zengini Beslenme: Renkli meyve ve sebzelerden alınan çeşitli antioksidanların özgür radikallere karşı savaşarak hücresel sıhhati koruduğu tespit edildi.
Açık Hava Teması: Kapalı ve kalabalık ortamlarda geçirilen süreyi azaltarak pak hava ile temasın, viral yükün yayılma riskini düşürdüğü tabir edildi.
