Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan: İktidar kendinden olmayan herkese eşit derecede zulmediyor
TBMM Genel Heyeti’nde, Adalet Akademisi Kanun Teklifi görüşmeleri başladı. Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, “Ülkemizde en vahim tabloların yaşandığı alan adalettir. İktidar bu noktada adil; kendinden olmayan herkese eşit derecede zulmediyor. Zulümde adil davranıyor” dedi. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise “AKP iktidarı birinci seçimde gidecek ve kayyumlar iktidarı olarak anılacak” sözlerini kullandı.
TBMM Genel Şurası’nda, Adalet Akademisi Kanun Teklifi üzerindeki görüşmeler başladı. Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerde Saadet Partisi kümesi ismine kelam alan Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, şunları söyledi:
“Açılmak istenen Adalet Akademisi yeni bir aşkın eseri. İktidar mensuplarında bir aşk peydah etti ki Diyanet, Eğitim, Adalet Akademisi… Her alanda bir akademi çıkarmayı büyük maharet sayıyorlar. Meğer tahminen temel münasebetlerden biri Anayasa Mahkemesi kararlarının iptali. Her çıkartılan yasa bir formda bozulacak, tekrar Meclis’e gelecek böylelikle gündem meşgul edilmiş olacak. Bu yasanın kıymetli istikametlerinden birisi bu yasanın işsizliği öteleme yasası olmasıdır. Adalet Akademisi’ne öğrenci olarak alınanlar belirli ki aday hakim ve savcı statüsünde kabul edilecek ve bu mühlet içerisinde düşük fiyatlarla biraz da emek sömürüsü gerçekleşecek. Ülkemizde en vahim tabloların yaşandığı alan adalettir. İktidar bu noktada adil; kendinden olmayan herkese eşit derecede zulmediyor. Zulümde adil davranıyor. Dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu bir ülkeyiz. Burada adaletle ilgili bir kanun çıkartılacaksa her şeyden evvel ülkede adaleti tesis edecek bir yasa olmalı. Avrupa’nın en büyük adalet sarayına sahip olabiliriz fakat Avrupa’nın adaletinin en az olduğu ülkeyiz.”
“ADALET BAKANI O KOLTUKTA OTURMAYI DERHAL BIRAKMALIDIR ZİRA LAKİN 23 NİSANLARDA BAKANLIK YAPABİLİR”
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Onur Olgun şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile her şeyi düzenleyebileceğini düşünen bir anlayış var. Bu anlayış yasamanın ehemmiyetini ve gerekliliğini hiçe saymaktadır. Yargı ve adalet sisteminin temel ögeleri bu stil telâşlı ve plansız yaklaşımlarla yönetilemez. Adalet sistemimiz siyasi hesaplarla ya da anlamsız bir yetki hırsıyla manipüle edilemez. Adalet Akademisi üzere kritik bir kurumda düzenleme yapılırken geçmişte yapılan yanlışlardan ders alınması ve kurumun bağımsızlığının sağlanarak hukuksal çerçevenin titizlikle hazırlanması koşuldur. Şayet yargının bağımsızlığına hürmet duymayan bir anlayış hakim olmaya devam ederse bu düzenlemelerin hiçbir değeri olmayacaktır. Yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını temsil etmesi gereken Adalet Bakanı’na birkaç sorum olacak. Başşehrin göbeğinde hem de TBMM’de kümesi bulunan bir siyasi parti önderi kendini bilmezlerce alenen tehdit ediliyor. Tehdit edilen İYİ Parti Genel Liderimiz. Alenen tehdit edilirken savcılar, Adalet Bakanı nerede? Bu konuda süreç yapma yetkisi olanlar kanunları çiğniyorlar. Adalet Bakanı o koltukta oturmayı derhal bırakmalıdır zira lakin 23 Nisanlarda bakanlık yapabilir.”
“ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI. KİMSE KİMSEYE LÜTUFTA BULUNMUYOR, HUKUKUN GEREĞİ BU”
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise şu tabirlere yer verdi:
“Sayın Öcalan ile yapılmış olan görüşmeler sonucunda açıkçası garip bir halde sürece değil görüşmelere muhalefet eden bir akıl var. Kürt sorunu her şeyden evvel tarihî bir haksızlık ve adaletsizliğin doğurduğu sonuçtur. Yüz yıldır Kürtlerin lisanının, kimliğinin, coğrafyasının, isminin kabul edilmemesidir. Öbür yandan bir çok yasa unsuru yalnızca Kürt problemi sebebiyle yürürlükte. İkili bir hukuk yeri uygulanmakta. Kürtseniz öldürülebilirsiniz ve failiniz ceza almaz ancak Tekirdağ, Yozgat’taysanız o cinayete ağırlaştırılmış müebbet verilir. Ağırlaştırılmış müebbet cezasının infaz rejimi yalnızca Abdullah Öcalan için düzenlenmiştir. O çıkamasın, hasta olsa da tahliye olamasın, umut hakkından faydalanamasın diyedir. Bu davetin ve görüşmelerin çok bedelli olduğunu bir kere daha tabir ediyoruz. Barış bir toplum için ilaçtır. Artık, “tahliye olacak, umut hakkı olacak” üzere tartışmalar yapılıyor. Dünya örnekleri de gözümüzün önünde ki tabiiki bu işin muhatabı yani Öcalan özgür olmalı. Kimse kimseye lütufta bulunmuyor, hukukun gereği bu. Bu prangayı çözersek barışı inşa edebiliriz.”
“AKP’Lİ HUKUKÇU ARKADAŞLARA ANAYASANIN BİRİNCİ UNSURUNDAN İTİBAREN TEKRAR OKUMALARINI DİLİYORUM”
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise şunları söyledi:
“2 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanan CMK ile kurulan Adalet Akademisi beş yıldır yetkisiz bir makamın çıkardığı hukuken yok kararındaki yasal olmayan bir desteğe bağlı olarak faaliyet gösteriyordu. Türkiye apaçık bu hukuksuz sürecin iptali için dahi beş yıl beklenilmesi gereken bir ülke haline geldi. Cumhurbaşkanı kararnameleri cumhurbaşkanına sınırsız yetki bahşeden bir sihirli değnek olmadığı üzere sarayın her alana müdahale etme sevdası da açıkça hukuku yok saymaktır. AYM bu kararları verdikten sonra AKP’den sık sık “AYM’nin verdiği karar hukuksuzdur” açıklamaları yapıldı. Yasamayı yani TBMM’yi bir köşeye itiyorsunuz, bu yordamı? Bunu metodu bir kusur olarak gören AKP’li hukukçu arkadaşlara anayasanın birinci hususundan itibaren yine okumalarını diliyorum.
Halkın iradesiyle seçilmiş belediye liderlerini misyondan alıyorsunuz ondan sonra bakıyoruz “senin terörle bağlantın var” deniliyor. Misyondan aldıktan sonra da meclis içinden seçmiyorsunuz kayyum atıyorsunuz. İstanbul Barosu başkanı daha seçileli üç ay olmadı bugün dava açılmış. Neyine kayyum atayacaksınız baronun? Yetmedi mi belediyelere kayyum atadığınız? AKP iktidarı birinci seçimde gidecek ve kayyumlar iktidarı olarak anılacak.”
