Genç teğmenler savunmalarına aynı cümle ile başlamış ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’

Bölüm birincisi Teğmen Ebru Eroğlu’nun da savunmasını “Omzumdaki rütbeyi alabilirsiniz, ama göğsümdeki Harp Okulu brövesini alamazsınız” kelamıyla bitirdiği belirtildi.

İHRAÇ GÖRÜŞMESİ 6 SAAT SÜRDÜ

Kara Harp Okulu mezuniyet merasiminden sonra kılıç çatarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attıkları için TSK’dan ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Heyeti’ne (YDK) sevk edilen teğmenlerin savunması, saat 14.00’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda başladı. Teğmenlerin ihracının görüşüldüğü toplantı 6 saat sürdü.

TEĞMENLERİN AVUKATINDAN AÇIKLAMA

YDK’nın akabinde teğmenlerin avukatlığını üstlenen TBB Başkanı Erinç Sağkan yaptığı açıklamada, disiplin duruşmasının 6 saat sürdüğünü belirtti. Sağkan, beş teğmenin her birisi için detaylı, başka ayrı savunmalarının alındığını, teğmenlerin beyanlarını heyete sunduğunu ve avukat heyetinin teğmenler için tüzel savunma yaptıklarını söyledi.

Avukat Sağkan, YDK heyetinin teğmenlerin savunma hakkına riayet ettiğini, hürmet gösterdiğini, kelamlarının kesilmediğini, teğmenlere savunmaları için müddet konulmadığını ve teğmenlerin hukuk sonları içerisinde kendilerini tabir ettiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Burada öncelikle 5 teğmenle ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni itibarsızlaştırıcı tutum içerisinde bulunma genel maddi olgusu üzerine ağırlaşan kimi savunmalar kelam konusuydu. Yeniden birebir formda katiyetle şuurlu, örgütlü, daha evvelden planlanmış bir hareket olarak değil o anın coşkusuyla, ailelerin orada bulunmasının oradaki teğmenlerin ve o ailenin o gururu yaşarken o anı daha büyük bir coşkuyla paylaşmanın getirdiği heyecanla ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ formunda… Aslında Türk Silahlı Kuvvetleri bakımında da kıymetlendirme yaptığımızda tüm bireylerinin Mustafa Kemal’in askeri olduğunu düşündüğümüzde ya da subaylık andı olarak baktığımız andın içeriğinde ‘laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak’ bunları düşündüğümüzde aslında buradaki tabirlerin hiçbirisinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin prestijini zedeleyecek bir tarafı yoktur. Tam bilakis bu ülkedeki 85 milyonun ortak bedelleri olduğuna inanıyoruz, bunları bilhassa savunmamızda vurgulamaya çaba ettik.

7-10 GÜN İÇERİSİNDE AÇIKLANACAK

Sonucun ne kadar vakitte açıklanacağını ait olarak heyetten bize bir bilgi gelmedi lakin zannedersem yaklaşık 7-10 gün içerisinde buna ait verilmiş olan kararı göreceğiz. Ben umut ediyorum ki 5 teğmen hakkında da isnat edilen fiillerle ilgili olarak ceza verilmesine yer olmadığı istikametinde bir karar tahsis edilir. Şayet bir hukuk devleti isek, şayet hukukun üstünlüğüne inanıyor isek aslında kararında bir hukukçu olarak o denli olması gerekir.”

HER BİR TEĞMEN BAŞKA FARKLI SALONA ALINDI

Avukat Sağkan, gazetecilerin sorusuna üzerine YDK’da yaşanan süreci şöyle aktardı:

“Her bir teğmen başka ayrı salona alındı. Her birinin kendisini istediği çerçevede izah etmesi konusunda tam bir özgürlük alanı tanındı. Tüm teğmenler kendilerine son derece inançla salonda bulundular, en ufak biçimde bir kabahat işlemediklerinin şuuruyla oradaydılar. ‘Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerleriyiz’ diyerek başladılar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç işlerine ait olarak düzenlenen mevzuat evrakları dahil olmak üzere Harp Akademisi Kanunu da dahil olmak üzere aslında bütün mevzuatlarının Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını Atatürk Prensip ve İnkılapları çerçevesinde yetiştirdiğini haliyle tutundukları halin bu manada mevzuata uygun olduğu üzere Harbiye’nin Atatürk’ün yuvası olduğu, 1283 denildiğinde Kara Harp Okulu’nda herkesin ayağa kalkıp ‘İçimizde’ dediklerini bunları da tabir ederek aslında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Atatürk’ten ayrılamayan Atatürk’ten uzaklaştırılamaz bir kurum olduğunun her biri altını çizdi.

“OLUMSUZ KARAR ÇIKARSA VATANA OLAN BORÇLARIMIZI ÖDEYEMEYİZ”

Bu manada rastgele bir kabahat işlemedikleri için kendilerini son derece özgürce, rahatça söz ettiler. 5 yıl boyunca bu milletin onlara harp okulunda okuma bahtı verdiklerini, tek hüzünlerinin bir olumsuz karar çıkmasında bu vatana olan borçlarını ödeyemeyecek olmak olduklarının altını çizdiler. Kendileri için rastgele bir taleplerinin olmadığını ve onlara yapılan 5 yıllık yatırımın karşılığını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onurlu birer mensubu olarak vermek istediklerini tabir ettiler.

Bu ortada her birinin sicilleri birbirinden başarılı. Kimileri çok önemli spor alanında yurtdışı karşılaşmalarına katılmış dereceler almışlar. Ebru teğmeni biliyorsunuz aslında, hem birinci olarak girmiş, hem birinci olarak çıkmış. Türk Silahlı Kuvvetleri bakımından çok büyük bir gurur var. 3 Harp Okulu’nunda birincisi bayan subaylardan çıkmış. Bunu Atatürk’e borçlu olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Bu teğmenler bu borcu unutmadıklarını ve vefalarını aslında burada tabir etmişler.

Gerçekten Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarsızlaştırılması konusundaki tartışma maalesef ki gündüz de tabir ettiğim üzere teğmenlerin tutunduğu halden ötürü değil maalesef ki teğmenlerin bu hareketlerinden sonraki kamuoyundaki tartışma biçiminden ve maalesef ki bu cins bir hareket sonra onlar hakkında bir disiplin soruşturması açılmasından kaynaklanmaktadır. Biz de bilhassa bugün heyete avukatlar olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin aslında bu soruşturma ile itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, bunun çok büyük bir yanlış olduğunu ve bu yanlıştan artık bir an evvel dönülerek teğmenler üzerindeki bu baskının kalkması ve onların da vazifelerine özgürce devam edebilmeleri tarafında beyanlarımızı ilettik.”