Adet dönemindeki ağrı, depresyonun habercisi mi? Uzmanlardan çarpıcı yorumlar

Adet devriyle bağlı ağrılar, sırf fizikî bir rahatsızlık olarak görülmemeli, tıpkı vakitte bayanların ruh sıhhati üzerinde de değerli bir tesire sahip olabilir.

Son yapılan araştırmalar, menstrüel ağrıların depresyonla bağının derinlemesine incelenmesi gerektiğini vurguladı.

MENSTRÜEL AĞRININ BAYANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) bilgilerine nazaran, menstrüel ağrı, bayanlar ortasında yaygın bir sıhhat sıkıntısıdır ve bilhassa üreme çağındaki bayanların %50’sinin bu tıp ağrılarla gayret ettiği belirtiliyor.

Menstrüel ağrı, başta karın bölgesinde ağır bir sızı olarak hissedilirken, birtakım bayanlarda ağrı tüm bedene yayılabilir. Bayanların büyük bir kısmı bu durumu, adet döngüsünün “normal” bir kesimi olarak kabul eder. Fakat uzmanlar, menstrüel ağrıların yalnızca fizikî bir sorun olmayabileceği konusunda uyardı.

DEPRESYON VE MENSTRÜEL AĞRI ORTASINDAKİ BAĞLANTI

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, menstrüel ağrının depresyonla direkt bir alakası olabileceğini göstermeye başladı.

Kadın sıhhati uzmanı ve psikiyatrist Dr. Jennifer Lee, bu mevzuya açıklık getirdi:

“Menstrüel ağrı, bayanların yalnızca fizikî sıhhatlerini etkilemekle kalmaz, tıpkı vakitte ruh sıhhatini da zayıflatabilir. Bayanlar, adet devirlerinde yaşadıkları ağrılardan ötürü depresyon, korku ve ruh hali değişiklikleri yaşayabiliyor. Yapılan araştırmalar, menstrüel ağrının, ruh halini direkt etkileyebilecek kimyasal değişikliklere yol açabileceğini ortaya koyuyor.”

Özellikle adet devri sırasında yaşanan ağrılar, hormonal değişikliklerle birlikte hudut sistemini ve beyin kimyasını etkileyebilir.

Nöroloji ve ruh sıhhati uzmanı Dr. Rachel Thomas, “Menstrüel ağrı, bedenin gerilim cevabını artırabilir ve bu durum, depresyon üzere ruhsal bozuklukları tetikleyebilir. Projesteron ve östrojen düzeylerindeki dalgalanmalar, beyinde serotonin ve dopamin üzere ruh halini düzenleyen kimyasallar üzerinde tesir yapar, bu da depresif belirtileri artırabilir” halinde açıklamada bulundu.

YAPILAN ARAŞTIRMALAR VE BULGULAR

Birkaç yıl evvel yayımlanan bir araştırmada, menstrüel ağrı çeken bayanların depresyon riskinin, ağrı yaşamayanlara nazaran %30-50 daha yüksek olduğu sonucuna varıldı.

Psikiyatri profesörü Dr. Emily Harris, “Araştırmalarımızda, menstrüel ağrıları uzun müddet deneyimleyen bayanların, depresyon geliştirme olasılıklarının arttığını gözlemledik. Bilhassa adet devri ağrılarının şiddetli olduğu bayanlarda, ruh halinin daha düşük olduğu ve gerilimle başa çıkma düzeneklerinin daha zayıf olduğu görülmektedir” dedi.

Menstrüel ağrı ile depresyon ortasındaki bu ilgi, sırf fizikî değil, birebir vakitte ruhsal tesirlere de sahip.

Kadınlar, daima bir ağrı hissiyle gayret ederken, ruhsal olarak da tükenmişlik hissi yaşayabilirler. Bu da depresyonun daha fazla derinleşmesine neden olabilir.

BİRLEŞİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Menstrüel ağrısı ve depresyonu olan bayanlar için uzmanlar, bütünsel bir tedavi yaklaşımını önerdi.

Kadın psikiyatrist Dr. Laura Williams, “Menstrüel ağrıyı tedavi etmek için hormon düzeylerinin düzenlenmesi, ağrıyı hafifletici ilaçlar ve gerilim idaresi tekniklerinin bir ortada kullanılması gerekebilir. Ayrıyeten, psikoterapi ve takviye kümeleri, bayanların ruhsal sıhhatlerini güzelleştirmede yardımcı olabilir” dedi.

Medikal tedavi seçeneklerinin yanı sıra, ömür biçimi değişiklikleri ve doğal usuller de ağrı ve depresyonun yönetilmesinde tesirli olabilir.

Yoga, meditasyon, akupunktur üzere alternatif tedavi formüllerinin menstrüel ağrı ve depresyon üzerindeki olumlu tesirleri, son yıllarda yapılan birtakım çalışmalarda kanıtlandı.