Bel fıtığı, milyonlarca insanın hayatını kısıtlayan, şiddetli ağrılara ve hareket sonluluğuna yol açan yaygın bir sıhhat sorunu. Fakat çağdaş tıp, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan bu sorunu çözmek için yenilikçi bir usul sundu: Radyofrekans tedavisi.
Bilimsel araştırmalar ve dünyaca ünlü uzmanların görüşleri, bu tekniğin bel fıtığı kaynaklı kronik ağrıları hafifletmede yüksek muvaffakiyet oranları sunduğunu gösterdi.
PEKİ, BU TEDAVİ NASIL ÇALIŞIYOR VE NEDEN BU KADAR TESİRLİ?
Radyofrekans tedavisi, bilhassa cerrahi gerektirmeyen bel ve boyun fıtıklarında kullanılan minimal invaziv bir metot.
İşlemde, özel bir aygıt aracılığıyla radyo dalgaları kullanılarak ağrı sinyallerini ileten hudut uçları hedeflendi.
Lokal anestezi altında, fluoroskopi ismi verilen bir röntgen aygıtıyla yönlendirilen ince bir iğne, ağrı kaynağını oluşturan hudutlara radyofrekans gücü iletti. Bu güç, sonların ağrı iletimini süreksiz yahut kalıcı olarak durdurarak hastanın rahatlamasını sağladı.
İşlem çoklukla 20-30 dakika sürüyor ve hastalar birebir gün içinde günlük hayatlarına dönebildi.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, radyofrekans tedavisinin bel fıtığı kaynaklı ağrılarda tesirli bir seçenek olduğunu ortaya koydu.
The Spine Journal’da yayımlanan bir meta-analiz, radyofrekans ablasyonunun kronik bel ağrısı tedavisinde %70-85 oranında muvaffakiyet sağladığını gösterdi.
Araştırmada, bilhassa faset eklem ağrıları ve hafif-orta seviye bel fıtıklarında metodun faal olduğu vurgulandı.
Pain Medicine mecmuasında yayımlanan bir çalışma, kesikli radyofrekans uygulamasının hudut dokusunda ısı hasarı oluşturmadan ağrıyı uzun müddetli azalttığını doğruladı.
Uzmanlar, yolun muvaffakiyetini şu sözlerle özetledi:
“Bel fıtığı ağrıları kronikleştikçe hastaların hayat kalitesi önemli formda düşüyor. Radyofrekans tedavisi, hudut üzerindeki baskıyı azaltarak ve ağrı sinyallerini bloke ederek ameliyatsız bir tahlil sunuyor. Maksadımız, hastaları cerrahiye gerek kalmadan sıhhatlerine kavuşturmak.”
YABANCI UZMANLARDAN GÖRÜŞLER
Uluslararası alanda da radyofrekans tedavisi, ağrı idaresi uzmanları tarafından övgüyle karşılandı.
ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden ağrı idaresi uzmanı Dr. Steven P. Cohen, “Radyofrekans ablasyonu, kronik bel ağrısı tedavisinde cerrahiye alternatif olarak giderek daha fazla tercih ediliyor. Minimal invaziv yapısı ve düşük komplikasyon oranları, bu formülü hastalar için cazip kılıyor” dedi.
Cohen, bilhassa kesikli radyofrekansın, hudut dokusuna ziyan vermeden uzun periyodik ağrı denetimi sağladığını vurguladı.
İngiltere’deki Imperial College London’dan Dr. Adnan Al-Kaisy ise metodun şahsileştirilmiş tedavi planlarıyla birleştirildiğinde daha tesirli olduğunu belirtti:
“Her hastanın ağrı profili farklıdır. Radyofrekans tedavisi, doğru hasta seçimi ve uygun tekniklerle uygulandığında, ömür kalitesini dramatik biçimde güzelleştirebilir.”
Al-Kaisy, metodun kanser ağrılarından faset eklem sorunlarına kadar geniş bir yelpazede kullanıldığını ekledi.
AVANTAJLAR VE RİSKLER
Radyofrekans tedavisinin en büyük avantajları ortasında ameliyatsız uygulanması, düşük risk profili ve süratli güzelleşme süreci yer aldı.
Açık cerrahiye kıyasla kanama, enfeksiyon yahut omurilik hasarı üzere komplikasyonlar neredeyse görülmedi.
İşlem sonrası hastalar, ekseriyetle bir saatlik dinlenmenin akabinde taburcu edildi. Lakin, usulün tesiri hastadan hastaya değişebiliyor ve kimi durumlarda tedavinin tekrarlanması gerekebildi.
AĞRISIZ BİR GELECEK MÜMKÜN
Radyofrekans tedavisi, bel fıtığı kaynaklı ağrılarla gayret edenler için umut verici bir seçenek olarak öne çıktı.
Bilimsel datalar ve uzman görüşleri, tekniğin aktifliğini ve güvenilirliğini desteklerken, hastaların ömür kalitesini artırma potansiyeli de göz arkası edilemediğinin altı çizildi.
Kronik bel ağrılarından muzdaripseniz, bir ağrı idaresi uzmanına danışarak radyofrekans tedavisinin sizin için uygun olup olmadığını öğrenebileceğiniz vurgulandı.