Bilim insanları yerçekimi ölçümünde çığır açan yöntemi tanıttı

Yeni usul, yerçekimini daha gerçek bir halde ölçmek ve dünyadaki yerçekimi farklılıklarını anlamak için büyük bir adım olarak görülüyor.

Yerçekimi, kütle çekim kuvveti olarak bilinir ve bu kuvvetin tesiri altında her şey, Dünya’ya yanlışsız çekilir. Bugüne kadar yerçekimi ölçümleri ekseriyetle, yerçekimsel ivmeyi ölçen aygıtlarla yapılmıştı. Lakin, bu ölçümlerin doğruluğu çeşitli çevresel faktörlerden etkilenebilmekteydi. Bu da yerçekiminin tam olarak hesaplanmasında yanılgı hisseleri oluşturdu.

Geliştirilen yeni formül, yerçekimini ölçerken daha hassas bilgiler toplamak için gelişmiş sensör teknolojileri ve yapay zeka algoritmalarını bir ortada kullanıyor. Yapılan bu geliştirmeler, yerçekimi ölçümlerinde daha emniyetli ve doğruluğu yüksek sonuçlar almayı mümkün kılacak üzere görünüyor.

Amerikalı fizik profesörü Dr. Michael Anderson, bu yeni metodu geliştiren takımdan biri olarak, bu buluşun bilim dünyasına büyük katkılar sağlayacağını belirtti.

Anderson, “Yıllardır yerçekimini ölçerken karşılaştığımız en büyük sorun, çevresel değişkenlerin ölçüm sonuçlarımızı etkilemesiydi. Bu yeni yol sayesinde, artık bu değişkenleri minimize ederek daha gerçek ve keskin sonuçlar elde edebiliyoruz” dedi.

Yeni prosedür, yerçekimi ölçümlerinde çevresel faktörleri daha yeterli tahlil ederek, bu etkenlerin yerçekimi bilgileri üzerindeki tesirlerini sıfıra indirmeyi amaçlıyor. Bunun için yeni kuşak yerçekimi ölçüm aygıtları ve çok hassas sensörler kullanılıyor. Ayrıyeten, yapay zeka algoritmaları, elde edilen bilgileri tahlil ederek yanılgı hisselerini minimize ediyor.

Yeni geliştirilen bu yolun, bilhassa yerçekimi farklılıklarını haritalama konusunda değerli bir yenilik getireceği düşünülüyor. Zira yerçekimi, Dünya yüzeyindeki her noktada farklı şiddetlere sahip olabilir. Bu farklılıkları gerçek bir formda ölçmek, yer yüzeyindeki kayalar ve minerallerin yerleşiminden, okyanus altındaki su kütlelerinin dağılımına kadar birçok bahiste bilgi sağlayabilir.

yerçekimi araştırmalarına yönelik çalışmalar yürüten bir öteki bilim insanı olan Dr. Lisa Greenfield, “Yerçekimi, sırf fizikî değil, tıpkı vakitte çevresel bilimlerin de temel taşıdır. Bu yeni formül, Dünya’daki yerçekimi farklılıklarını anlamamıza yardımcı olacak ve bu sayede yer altındaki yapıları, suyun akış taraflarını ve doğal afetlerin bölgesel tesirlerini daha yanlışsız bir biçimde öngörebileceğiz” diye ekledi.