Binalarla nasıl müzik yapabilir? İşin uzmanları anlatıyor
Mimarlık ve müzik, ekseriyetle birbirinden bağımsız disiplinler olarak algılansa da, son vakitlerde ortalarındaki çizgiler giderek daha belirsizleşiyor. Şu anda dünyada ilgiyle takip edilen bir proje, bu iki alanı bir ortaya getirerek kentlerin “sesini” tekrar keşfetmeyi amaçlıyor.
“Binalar Ses Çıkarıyor!” isimli projede, kentteki binaların mimari yapılarından elde edilen sesler, bir müzik albümüne dönüştürülüyor.
Bu sıradışı projeyi yürüten sanatkarlardan biri olan Gizem Yıldız, bu çalışmaların çok farklı bir sanat tecrübesi sunduğunu belirtiyor. Yıldız, projenin gayesini şöyle açıkladı:
“Mimari yapıları yalnızca görsel bir biçimde değil, işitsel açıdan da deneyimlemek istedik. Binaların duvarları, pencereleri, kapıları ve hatta çatılarından elde edilen sesler, kentin mimarisini farklı bir boyutta keşfetmemizi sağlıyor. Biz de bu sesleri müzikal bir yapıya dönüştürerek, kentlerin hem görsel hem de işitsel dokusunu birleştiriyoruz.”
MİMARİ YAPILARDAN MÜZİK: BİNALARIN SESLERİ
Proje, binaların çeşitli özelliklerinden – örneğin dış cephe, merdivenler, duvarlar yahut camlardan – elde edilen sesleri kaydetmeyi hedefliyor. Bu sesler, profesyonel müzikal enstrümanlarla birleştirilerek binaların farklı taraflarından çıkan “müzikal ifadeler” oluşturulacak.
Dr. Michael Jenkins, bir kent planlamacısı ve ses araştırmacısı, bu cins bir projenin değerini şu halde vurguladı:
“Binaların yapıları ve gereçleri, doğal olarak farklı frekansta sesler üretir. Bu seslerin kaydedilmesi ve müzikal bir lisanda söz edilmesi, mimarinin potansiyelini yeni bir seviyede keşfetmeyi sağlar. Binaların seslerinin duyulabilir hale getirilmesi, kentin dinamiklerini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olur.”
Binaların sesleri, kullanılan gereçlere ve yapılarının biçimlerine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Örneğin, metal yapıların tınıları ahşap yapılara nazaran çok farklı bir özellik gösterir. Bu seslerin tınıları, bir kentin karakterini ve atmosferini yansıtan bir müzik albümüne dönüşebilir.
MÜZİKAL MİMARLIK VE BİRLEŞİM
Proje, yalnızca binaların seslerinin kaydedilmesinin ötesine geçiyor; mimarların ve müzisyenlerin işbirliğiyle, kenti büsbütün farklı bir perspektiften deneyimlemek için bir araç sunuyor.
Mimarlık ve ses mühendisliği alanında uzmanlaşmış akademisyen,Prof. Dr. Joanna Miller, projeye dair görüşlerini şu halde paylaştı:
“Bu çeşit bir projede mimarların ve müzisyenlerin birlikte çalışması, sanatı fizikî ve işitsel açıdan yine tanımlamak manasına geliyor. Binalar yalnızca görsel olarak birer yapılar değil, birebir vakitte sesin üretildiği ve deneyimlendiği yerlerdir. Bu proje, bu iki alanın kesişim noktasında yeni bir sanat formunun doğmasına imkan tanıyor.”
BİR KENTİ SESLE YİNE KEŞFETMEK
“Binalar Ses Çıkarıyor!” projesinin kesin amacı, kentin sesini, tıpkı görsel bir sanat yapıtını incelemek üzere, ayrıntılı bir halde keşfetmek.
Şehirlerin çok katmanlı yapıların karmaşık ses profilleriyle birleştirildiğinde, müzikle harmanlanmış eşsiz bir duyusal tecrübe oluşturacağı bildirildi. Ayrıyeten, bu projeyle kentlerin kentsel dönüşüm sürecinde, binaların estetik pahası kadar işitsel kimliklerinin de değer kazanması bekleniyor.
PROJENİN KÜLTÜREL VE SANATSAL KATKILARI
Bu proje, yalnızca sanat dünyasında değil, kültürel manada da kıymetli katkılar sunuyor. Binaların seslerinden oluşan bir albüm, kentlerin ruhunu tekrar yaratma potansiyeline sahip.
Kültürel çalışmalar profesörü Dr. Mark Evans, bu cins bir sanat teşebbüsünün kent planlaması açısından değerini şu halde açıkladı:
“Şehirler yalnızca fizikî yapılarla değil, sesleriyle de şekillenir. Bu projede sesin bir sanatsal form olarak kullanılması, kentlerin duyusal algısını tekrar tanımlıyor. Bu tıp projeler, kentlerimizin kültürel kimliğini daha derinlemesine anlamamıza imkan tanıyor.”
Mimarlık ve müzik ortasındaki bu yenilikçi birleşim, yalnızca sanatsal bir keşif değil, birebir vakitte kentlerin kültürel ve estetik dokusunu derinlemesine sorgulayan bir proje.
Binalar Ses Çıkarıyor! üzere projeler, sanatkarlar, mühendisler, kent planlamacıları ve müzikal enstrüman üreticilerinin işbirliğiyle, kentlerin hem görsel hem de işitsel birer sanat yapıtı olarak tekrar yaratılmasına imkan tanıyor. Bu tıp projelerin gelecekte kentlerimizin kimliğini tanımlamak ve görsel-işitsel bir kültürel hafıza oluşturmak ismine kıymetli rol oynaması bekleniyor.
