Konami, Castlevania serisinin son yıllarda yeni bir oyununu yayınlamasa da, bağımsız geliştiriciler bu boşluğu doldurmakta hayli başarılı. Bu oyunlardan biri de, geçtiğimiz hafta PC ve Nintendo Switch platformlarında yayınlanan Blade Chimera… Kadro Ladybug tarafından geliştirilen oyun, Castlevania: Symphony of the Night’tan ilham alarak hem nostaljik bir tecrübe sunuyor hem de kendine mahsus bir yorum katıyor.
Blade Chimera, Japonya’nın cyberpunk bir versiyonunda geçiyor ve kıssa, Shin isminde gizemli bir kahramanın, şeytanları öldürmek üzere işe alınmasıyla başlıyor. Fakat öyküde beklenmedik bir gelişme yaşanıyor; Shin, Lux isminde bir şeytanla arkadaş olur. Lux, form değiştirebilen bir kılıca dönüşerek Shin’e yardımcı olur. Bu, oyunculara kılıç güçleri ve vakit manipülasyonu üzere çeşitli yetenekler sunarak aksiyon dolu bir dünyada keşif yapma fırsatı tanıyor.
AKSİYON VE KEŞİF İÇİN DERİNLİKLİ BİR SİSTEM
Blade Chimera’nın kıssası, vakit zaman sıradan üzere görünse de, oyun mekaniği açısından epeyce derin bir tecrübe sunuyor. Oyuncular, Shin’in iki farklı silah yuvasını kullanarak uzun menzilli makineli tüfeklerden yakın dövüş kılıçlarına kadar farklı seçenekler kullanabiliyor. Ayrıyeten, Lux’ın farklı güçlerini kullanarak düşmanlara saldırmak yahut savunma yapmak da mümkün. Oyun, karakter geliştirme sistemiyle de Castlevania ruhunu muvaffakiyetle yansıtıyor. Düşmanları öldürdükçe elde edilen tecrübelerle karakter düzeyleri yükseliyor.
KEŞİF VE SEYAHAT KOLAYLIĞI
Metroidvania tipindeki oyunların tahminen de en büyük zorluklarından biri olan daima geri gitme ve harita üzerindeki kilitli bölgeleri tekrar tekrar keşfetme zaruriliği, Blade Chimera’da değerli ölçüde azaltılmış. Shin, harita üzerindeki her kareye anında süratli seyahat edebiliyor, bu da oyuncuların keşif sırasında vakit kaybetmeden ilerlemelerini sağlıyor. Bu özellik, bilhassa oyunları keşfetmeyi seven ama gereksiz tekrarlardan hoşlanmayan oyuncular için büyük bir avantaj.
Stronghold Crusader: Definitive’in çıkış tarihi aşikâr oldu
KLASİK METROİDVANİA ÖGELERİ VE JAPON FOLKLORUNDAN ESİNLENMİŞ DÜŞMANLAR
Blade Chimera ayrıyeten, Japon folklorundan ilham alınarak tasarlanmış eşsiz şeytan figürleri ile dikkat çekiyor. Oyunun görsel stili, 2D piksel sanatıyla büyüleyici bir formda birleşiyor ve her düşman, Japon mitolojisinin derinliklerinden ilham alıyor. Bu ögeler, oyuna hem özgün bir hava katıyor hem de oyunculara eşsiz bir tecrübe sunuyor. Süratli tempolu aksiyon, stilize edilmiş dövüş sahneleri ve yaratıcı mekanikler, oyunun kalitesini bir üst düzeye taşıyor.
YAVAŞ BİR OCAK İÇİN EKSİKSİZ BİR ÇIKIŞ
Blade Chimera, tahminen de cinsin tarifini yapacak bir oyun olmasa da, bağımsız bir Metroidvania olarak hayli başarılı bir üretim. Hareketlerin bir ölçü sertliği ve sıradan bir bilim kurgu kıssası üzere küçük eksiklikleri olsa da, geliştirici grup, çeşidin temellerini hayli uygun kavrayarak bu eksiklikleri örtüyor. Oyun, süratli, şık ve keyifli bir tecrübe sunarken, Castlevania usulü aksiyona doymayanlar için ülkü bir seçenek oluşturuyor.
