Buzulların erimesi dünya için ne anlama geliyor? Uzmanlardan çözüm önerileri
Bilimsel araştırmalar, son yüzyılda sıcaklıkların süratle arttığını ve bu artışın buzullar üzerindeki tesirinin daha besbelli hale geldiğini ortaya koydu.
NASA ve Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 2022 bilgilerine nazaran, dünya genelindeki buzul kütlesinin son 30 yılda yaklaşık %40 oranında azaldığı varsayım edildi. Bunun en önemli nedenlerinden biri, atmosferdeki karbondioksit ve metan üzere sera gazlarının artışıyla bağlantılı olan global ısınma.
İklim değişikliği uzmanı Dr. Jane Smith, “Buzulların erimesi, yalnızca kutup bölgelerini değil, dünya genelindeki su kaynaklarını da tehdit ediyor. Artan sıcaklıklarla birlikte, buzullar eridikçe deniz düzeyleri yükseliyor ve bu, kıyı bölgelerindeki yerleşim alanlarını, tarım yerlerini ve doğal hayatı tehdit ediyor” dedi.
BUZULLARIN ERİMESİ VE DENİZ DÜZEYLERİ: TEHDİT ALTINDAKİ KENTLER VE ADALAR
Buzulların erimesi, deniz düzeylerinin yükselmesine yol açar ve bu durum, düşük rakımlı kıyı kentlerini tehdit eder. Bilhassa Pasifik Okyanusu’nda bulunan ada ülkeleri ve kıyı kentleri, eriyen buzullardan en çok etkilenen bölgeler ortasında yer alıyor. Örneğin, Maldivler üzere ada ülkeleri, deniz düzeyinin yükselmesi nedeniyle büsbütün sular altında kalma riskiyle karşı karşıya.
Pennsylvania Üniversitesi’nde iklim bilimi profesörü olan Dr. Michael E. Mann, “Buzulların erimesi, deniz düzeylerinin yükselmesinin en değerli itici gücüdür. Bu durum, milyonlarca insanın yaşadığı kıyı bölgelerini tesirler. 2100 yılına kadar deniz düzeylerinin 1 metreden fazla yükselmesi bekleniyor ki bu da 1 milyonun üzerinde insanın göç etmesine neden olabilir” dedi.
EROZYON, SU KAYNAKLARI VE EKOSİSTEMLER ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Buzulların erimesi yalnızca deniz düzeylerini etkilemekle kalmaz; birebir vakitte tatlı su kaynakları ve lokal ekosistemler üzerinde de kıymetli tesirler oluşturdu. Birçok dağlık bölgede, buzul erimeleri, ırmakların su düzeylerinin yükselmesine ve tatlı su kaynaklarının azalmasına yol açar. Bilhassa Asya ve Güney Amerika’daki birçok bölge, buzul erimelerinin süratli artışıyla, içme suyu ve tarıma yönelik su temininde büyük zorluklarla karşı karşıya kalmakta.
Avusturya İklim Araştırma Enstitüsü’nden bir etraf bilimci olan Dr. Claudia Huber, “Alpler üzere büyük dağ sistemlerinde, buzul erimeleri, ırmakların akışını değiştirmekte ve suyun teminini tehdit etmektedir. Bu bölgelerdeki tarım ve içme suyu muhtaçlığı, buzulların korunmasına büyük ölçüde bağlıdır” dedi.
Küresel ısınmanın tesirleri arttıkça, buzul erimesinin suratı da hızlanıyor. Bu, dünya genelinde kuraklık, su kaynakları kıtlığı ve ziraî üretim zorlukları üzere önemli problemlere yol açabilir.
KÜRESEL İŞBİRLİĞİ VE SÜRATLE ATILACAK ADIMLAR
Buzulların erimesi üzere büyük bir çevresel krizi önlemek için global seviyede işbirliği büyük değer taşıyor. Birçok bilim insanı, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve karbon salınımını engellemek için derhal global adımlar atılmasını öneriyor. Bu hedefle Paris İklim Mutabakatı üzere memleketler arası gayretlerin daha faal bir biçimde uygulanması gerektiği vurgulanıyor.
Dünya Tabiat Müdafaa Vakfı (WWF) İklim Değişikliği Yöneticisi Dr. William R. Linton, “İklim değişikliği ile çaba etmek, dünya çapında bir sorumluluk. Hükümetler, işletmeler ve bireyler, karbon ayak izlerini azaltmaya yönelik tesirli adımlar atmak zorundadır. Aksi takdirde, buzul erimesi ve öbür çevresel tehditler daha da büyüyecek” açıklamasını yaptı.
Buzulların erimesi global ısınmanın acil ve önemli sonuçlarından yalnızca biri. Bunun önüne geçmek için dünya genelinde sera gazı emisyonlarının azaltılması ve etrafa hassas hayat şekillerinin benimsenmesi kıymetli. Lakin vakit giderek daralıyor ve gezegenimizin geleceği için kolektif bir gayret gösterilmesi kaçınılmaz hale geldi.
