Eğitim-İş Bilecik’ten sordu: “Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim?”

Bilecik / Serhat Kaya

Kamu-İş Konfederasyonuna bağlı Eğitim-İş Sendikası üyeleri Bilecik’te şube binalarında toplanarak Ocak ayı prestiji ile açıklanan düşük maaş artırımlarına reaksiyon göstererek bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Şube binasındaki basın açıklamasını sendika üyeleri ismine Eğitim-İş Bilecik Şube Başkanı Ali yetkin yaptı. Ehil yaptığı açıklamada, “Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, hayat koşullarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca ömür hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu düzmece sayılarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Palavralarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için gayret bayrağını yükseltiyoruz! Kamu işçilerinin maaşlarına %11,54 üzere trajikomik bir artırım uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret sırf kamu işçilerini değil, toplumun geniş kesitlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat şartları, temel gereksinimlerimizi bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık hududunda yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu nizamın sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!” dedi.

“ART ARDA GELEN ARTIRIMLARLA UĞRAŞ ETMEK NEREDEYSE İMKÂNSIZ HALE GELDİ”

Yetkin açıklamasını, “Artık artırımlar, sıradan bir haber olmaktan çıkıp işçilerin günlük hayatını alt üst eden bir gerçekliğe dönüşmüştür. Market raflarından temel gereksinimlere, faturaların her kaleminden ulaşım fiyatlarına kadar fiyatlardaki artışlar, işçilerin cebine her gün biraz daha yük bindiriyor. Kamu işçileri, maaşlarını hangi gereksinimlerine yetiştireceklerini şaşırırken, arka arda gelen artırımlarla gayret etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli taban fiyat seviyesine ulaşmış, kamu işçileri kirasını ödeyebilmek için adeta öğrenciler üzere ortak mesken tutmaya mecbur bırakılmıştır. 2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk taban fiyat artırımı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve personel emeklilerine verilen %15,75’lik artırım ile girdik. Bu artırımlar yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik sistemi ile hayatta kalmak mümkün değildir.” sözleri ile sürdürdü.

“ELİMİZDE BİR SİMİT, BİR BARDAK ÇAYLA DAHA NEYİ BOYKOT EDELİM?”

Şube Başkanı Ali Yetkin açıklamasının devamında, “Cumhurbaşkanı’nın “fahiş fiyatlı eserleri boykot edin” daveti, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir sefer daha gözler önüne sermiştir. İşçi ve emeklilere yapılan bu boykot daveti, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden büsbütün uzaklaştığını açıkça göstermektedir. Sayın Erdoğan’a soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Halkın hayat uğraşını görmezden gelen bu davetlerle, adeta dalga geçercesine yapılan açıklamaları kabul etmiyor ve ömür şartlarımızı güzelleştirmek için sorumluluk almayanları silkelenip kendine gelmeye davet ediyoruz! Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz! Halkın alın teriyle oluşturulan kamu kaynaklarının, halkın refahı yerine rant projelerine ve yandaş şirketlerin kasalarına akıtılması, vicdanları yaralayan bir haksızlıktır. Yandaş şirketlerin, kamu kaynaklarını talan edercesine sahiplenmesi ve üstüne üstlük vergi indirimi üzere ayrıcalıklar bekleyen bir yüzsüzlüğe bürünmesi artık sabır sonlarını aşmıştır. Halk, yokluk içinde ömür uğraşı verirken, kaynakların bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine göz yummayacak ve bu talan tertibinin değişmesi için çabaya devam edeceğiz.” dedi.

Sözlerini “Artık tükendik!” diyerek sürdüren Eğitim-İş Bilecik Şube Başkanı Ali Yetkin, “Hakkımız olanı talep etmek için buradayız” diyerek taleplerini şöyle sıraladı;

• Fakat, en düşük memur maaşına %100 artırım yapılmasıyla insan onuruna yaraşır minimum bir fiyat düzeyine ulaşılacaktır.

• Taban fiyat personel sendikaları ve konfederasyonlarının kelam sahibi olduğu bir kurul tarafından belirlenmelidir.

• Bayan işçilerin üretim sürecine eşit şartlarda katılabilmesi için iş yerlerinde fiyatsız kreşler açılmalıdır. Bu adım, sadece bayanların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, tıpkı vakitte toplumsal cinsiyet eşitliği çabasına de güç kazandıracaktır.

• Halkın sırtına yüklenen adaletsiz vergiler, işçinin alın terine yapılan açık bir gasp haline gelmiştir. Vergi adaleti sağlanmalı, fiyatlı çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel gereksinimlere uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.

• Yandaş sendikaların dilenci üzere refah hissesi talebine karşı, gerçek bir toplu mukavele mutabakatı sağlanmalıdır. Alacağımız her artırım taban aylığımıza ve emekliliğimize yansıtılmalıdır.

• Patronun güdümünde olmayan, bağımsız kamu işçileri konfederasyonlarının kelam sahibi olduğu bir toplu kontrat sistemi şarttır!

• Eşit işe eşit fiyat talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!

• Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin temel alındığı bir sistem kurulmalıdır.

“Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 günlük iş bırakma hareketini gerçekleştiriyoruz”

Ali Uzman kelamlarının sonunda, “Artık sessiz kalma vakti değildir. Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 günlük iş bırakma hareketini gerçekleştiriyoruz. Bu, sırf kamu işçilerinin değil, toplumun her kısmının gayretidir. Bu gayret, insanca bir ömür, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir nizam içindir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla müsaade vermeyeceğimizi bir defa daha söz ediyoruz! Daima birlikte sesimizi yükseltelim! Bu burada bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm işçiler ile genel grevin örgütlenme sürecinde tesirli olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz. İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için gayrete devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan ivedilikle dönmeye davet ediyoruz.” dedi.