Eski İçişleri Bakanı, Türkiye’nin Suriye’deki gerçek rolünü açıkladı

Son periyotta sıcak olayların yaşandığı Orta Doğu’da İsrail- Filistin savaşının akabinde, Suriye de kendi içerisinde bir karışıklığa sürüklendi. Muhalif kümeler tarafından Esad rejimi devrilirken, Colani önderliğindeki muhalifler Suriye’nin bağımsızlığını ilan ederek, resmi bayrağına kadar değiştirdi. Suriye’de yeni bir hükümet kurulurken, Golan tepeleri’ne yerleşen İsrail ile Suriye ortasında çıkan gerginlik artarak devam ediyor.

Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Türkiye’nin Suriye ve Orta Doğu’da oynadığı tesirli rol hakkında değerli açıklamalarda bulundu.

ABD’nin İsrail’in güvenliği için dünyayı karşısına alabileceğini belirten Tantan, ABD’nin Türkiye’nin bölgede İsrail’in güvenliğini sağlayacağına inandığını belirtti.

TÜRKİYE BÖLGEDE I BARIŞ VE İSTİKRARI SAĞLAYABİLECEK TEK GÜÇ

Türkiye’nin bölgesel önder olarak bölgede kalıcı barış ve istikrarı sağlayabilecek tek güç olduğunu söyleyen Tantan, Türk aşiretlerinin bugün Araplaşmış üzere görünse de Türkiye’den bağımsız hareket edemeyeceğini, Türk aşiretlerinin vakit içinde bölgeye yayılmış olması sebebiyle günümüz Suriyesini, Lübnan’ı, Irak’ı Arapça konuşan bir Türk devleti olarak görmemiz gerektiğini söyledi.

Tantan yaptığı konuşmada şunları söyledi,

“Türkiye’nin bölgesel gücü her geçen gün biraz daha ortaya çıkmaktayken bunun art planında derin Türk tarihi olduğunu unutmamak gerekir. ABD’nin İsrail’in güvenliği için dünyayı karşısına alırken; bunun gerisinde Trump’ın Türkiye’yi bölgede İsrail’in güvenliğini sağlayacağına duyduğu itimat ve fikrin olduğu pek açıktır. Türkiye bölgesel önder olarak bölgede kalıcı barış ve istikrarı sağlayabilecek tek güçtür. Suriye’de Büyük Selçuklu’nun Amanos Dağları’dan Golan Tepeleri’ne kadar yerleştirdiği Türk aşiretleri bugün Araplaşmış üzere görünse de Türkiye’den bağımsız hareket edemez. Colani’nin Golan’daki bir aşiret mensubu olduğu gözetildiğinde ve başka Türk aşiretlerinin vakit içinde bölgeye yayılmış olması sebebiyle günümüz Suriyesini, Lübnan’ı, Irak’ı Arapça konuşan bir Türk devleti olarak görmek gerekir. Bu durumda; Lübnan’ın, Suriye’nin, Irak’ın Türkiye ile tüzel statüsünün yine tanzim edilmesi açık bir gerekliliktir. 1921 Ankara Antlaşması ile Suriye’de, 1926 Ankara Antlaşması ile Irak’ta garantör ülke pozisyonunda bulunan Türkiye’nin daha kapsamlı bir statü ile bölgedeki Türkmen varlığını muhafaza altına alması gerekmektedir. Lübnan’ı, Suriye’yi, Irak’ı Türkiye’nin bir modülü olarak pozisyonlandırmak ve bölge ülkelerinin içinde olacağı bir kalkınma atılımını ortaya koymak tarihi bir sorumluluktur. MEB’in “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında oluşturduğu İhtisas Komisyonları’ndan “Milli Şuur Komisyonu”, “Milli Kalkınma Atılımları Komisyonu”, “Kültür ve Gönül Coğrafyamız Komisyonu” bu bahiste ortaya kapsamlı bir akademik görüş ortaya koymalıdır. Emperyalizmin bize dayattığı değil; Osmanlı’daki eyalet sisteminin günümüze nasıl uyarlanabileceği ve ulusal kalkınmamıza katkı sağlayabileceğini, Türkiye’nin maruz kaldığı iç ve dış tehditleri nasıl aşabileceğimizi çok boyutlu olarak tartışmak ve ulusal bir birliktelik çerçevesinde hareket etmek mecburiyetindeyiz. Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’i, Nizâmülmülk’ün Siyasetnamesi bugün devlet idaresinde hala geçerli yapıtlardır. Türklerin devlet yönetme hüneri, teşkilatlanması, Büyük Selçuklu’nun ve öbür Türk devletlerinin deneyimleri günümüzde pahasını korumaktadır. Türkiye karşısındaki tehditleri bertaraf edecektir. Bu yurt bizim sahip çıkacağız!”

Türkiye’nin bölgesel gücü her geçen gün biraz daha ortaya çıkmaktayken bunun arka planında derin Türk tarihi olduğunu unutmamak gerekir. ABD’nin İsrail’in güvenliği için dünyayı karşısına alırken; bunun ardında Trump’ın Türkiye’yi bölgede İsrail’in güvenliğini sağlayacağına…

— Sadettin Tantan (@sadettintantan) February 8, 2025