Game of Thrones kozmosunun gerisinde yatan tarihî ve kültürel kaynaklar, diziyi daha da ilgi cazibeli hale getirdi.
Dizinin epik kıssası, geniş bir karakter yelpazesi, ihanetler, güç gayretleri, hükümetin çöküşü ve doğaüstü olaylarla dolu. Lakin, Martin’in oluşturduğu bu fantastik dünya, bir dizi gerçek olaydan ve figürden ilham aldı. Game of Thrones kozmosunun temel ilham kaynaklarına göz atıldı.
TARİHSEL OLAYLAR: GERÇEK KRALLIKLAR VE İSYANLAR
Game of Thrones’un en besbelli ilham kaynağı, Orta Çağ Avrupa’sındaki krallıklar, savaşlar ve hükümetin çöküşü oldu.
Birçok araştırmacı, Martin’in Game of Thrones’u yazarken, İngiltere’deki Plantagenet ve Tudor hanedanlıklarının tarihi olaylarına dayandığını belirtti.
Özellikle War of the Roses (Güller Savaşı), dizinin Stark ve Lannister aileleri ortasındaki çatışmalar için temel bir ilham kaynağı oldu.
Tarihçi ve dinler tarihi uzmanı Dr. Karen Armstrong, bu bahiste şunları söyledi:
“Martin’in yazdığı kozmosta, Starklar ile Lannisterlar ortasındaki çatışma, Lancaster ve York hanedanları ortasındaki Güller Savaşı’na çok benziyor. Hem her iki savaşta da kraliyet aileleri ortasındaki tansiyonlar, kanlı çatışmalara ve geniş çaplı iç savaşlara yol açtı.”
Güller Savaşı, 15. yüzyılda İngiltere’deki Lancaster ve York hanedanları ortasında yaşanmış ve pek çok trajik figür ile sonlandı. Bu savaş, Martin’in House Stark ve House Lannister ortasındaki taht uğraşı için direkt ilham kaynağı oldu.
Ayrıca, Game of Thrones’ta sıkça görülen “taht kavgası” teması, Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne de atıfta bulunuyor.
Birçok bilim insanı, Roma’daki iç savaşlar ve hükümetin çöküşünün, Game of Thrones’taki karmaşık siyasi yapılarla paralellik gösterdiğini belirtti.
Roma tarihi uzmanı Prof. Dr. John H. Arnold, “Roma İmparatorluğu’nun çöküşü, Game of Thrones’un evrenindeki siyasi istikrarsızlıkla benzerlik gösteriyor. Güçlü hükümdarların mevti ve miras çabaları, Roma’nın düşüşünün temel nedenlerinden biriydi, birebir temalar GoT’da da işleniyor” dedi.
MİTOLOJİK İLHAM: EJDERHALAR VE DOĞAÜSTÜ VARLIKLAR
Game of Thrones’ta ejderhalar, White Walkers (Beyaz Gezginler) üzere doğaüstü varlıklar ve mistik olaylar değerli bir yer tuttu. Lakin Martin, bu ögeleri oluştururken mitolojiden ve eski halk inanışlarından da büyük ölçüde faydalandı. Ejderhalar, Orta Çağ ve antik mitolojilerde sıkça karşılaşılan bir figürdür ve Martin, bu mitolojik varlıkları A Song of Ice and Fire cihanına ustalıkla dahil etti.
Ejderhalar, bilhassa Asya ve Orta Doğu mitolojilerinde kıymetli bir yere sahip. Çin ve Hindistan üzere kültürlerde, ejderhalar yalnızca yıkıcı güçler değil, tıpkı vakitte bilgeliği ve tabiatın istikrarını temsil ederler.
Mitoloji uzmanı Prof. Dr. Michael Scott, “Martin, ejderha figürünü yalnızca bir canavardan öteye taşıyarak, tabiat güçlerinin ve insanlık çabasının sembolü haline getirdi. Bu figür, birebir vakitte Çin mitolojisinde olduğu üzere, üniversal bir güç simgesi olarak varlık gösteriyor” halinde açıkladı.
Beyaz Gezginler ve vefatla ilgili temalar da eski halk inanışlarına dayanıyor.
İskandinav mitolojisindeki Valkyries ve Norse rablerin savaşçıları, White Walkers ile benzerlik taşır. Dr. James H. Houghton, mitoloji profesörü, “Beyaz Gezginler, İskandinav mitolojisindeki ölülerin ruhlarını temsil eden figürlerden ilham alır. Bunlar, ölülerin dirilmesi ve ömürle vefat ortasındaki çizgideki varlıklardır” dedi.
EDEBİYAT VE ORTA ÇAĞ ÖYKÜLERİ: YUNAN VE ROMAN EDEBİYATI
Martin’in Game of Thrones’u yazarken etkilendiği bir öteki değerli kaynak ise, klasik Yunan ve Roma edebiyatı.
Antik Yunan dramalarındaki kahramanlık temaları, şiddet ve trajedi, Game of Thrones’un sıkça işlediği temalardır. Antigone ve Oedipus Rex üzere yapıtlardaki aile içi çatışmalar, Martin’in karakterlerinin karmaşık ilgilerini yansıtır.
Ayrıca, Homer’in İlyada ve Odysseia destanları, Game of Thrones’un savaş temalı sahnelerinde görülen benzeri yapıları gözler önüne serdi.
Klasik edebiyat profesörü Dr. Helen Smith, “Martin, Yunan trajedilerindeki karmaşık aile bağlarını ve kahramanlık kıssalarını kullanarak, Game of Thrones’u yazarken derin bir kültürel etkileşim oluşturdu” dedi.