Kanada, pandemi sonrası iktisadını canlandırmak gayesiyle yüksek göç maksatlarına odaklandı. 2022 yılında, 1950’lerden bu yana en yüksek nüfus artış suratına ulaşmak için göçü hızlandırdı. Ekonomistler, marifet açığını kapatmak için göçün değerli olduğunu savunurken, bu süratli artışın zorluklara yol açabileceği ikazında bulundu.
Temel olarak, plan kolaydı: Nüfus arttıkça talep yükselir, talep artışı ise ekonomik büyümeyi tetikler. Lakin OECD dataları, Kanada’nın 2023’te kümenin en süratli nüfus artışına karşın gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyümesinde geride kaldığını ortaya koydu.
2024 yılında Kanada’nın gerçek GSYH büyüme oranı yüzde 1,5 olarak gerçekleşirken, OECD ortalaması yüzde 1,7 oldu. Bu, Kanada’nın üst üste ikinci yıl gelişmiş ülkeler ortalamasının altında kalması manasına geliyor.
HIZLI NÜFUS ARTIŞI, İKTİSATTA İSTİKRARLARI BOZDU
Pandemi sonrası periyotta Kanada, 2022’de yüzde 4,2 büyüyerek OECD’nin yüzde 3,2’lik ortalamasının hayli üzerine çıkmıştı. Lakin süratli nüfus artışı, temel gereksinimlere olan talebin toplam talebi aşmasına neden oldu. Bu durum fiyat artışlarını tetikleyip, hane halkının harcanabilir gelirini azalttı.
Ayrıca nüfus artışı, iktisat tarafından yaratılan iş sayısının önüne geçti. İşsizlik oranları yükselirken, kişi başı GSYH düştü. Daha fazla işsiz ve artan ömür maliyeti, ekonomiyi olumsuz etkileyen faktörler olarak öne çıktı.
Herhangi bir ekonomik teşvikte çoka kaçmak zıt tesir yaratır. Kanada’nın göç stratejisi, uzun vadede yetenek havuzunu genişletip üretimi artırmayı hedefliyordu. Lakin kısa vadeli büyüme odaklı siyasete geçilmesi, büyümenin yavaşlamasına yol açtı. Ticaret meseleleri sıkça suçlanırken, asıl meselelerin yıllar öncesinde başladığı belirtiliyor.