Görev yaptığı okulda öldürülen İbrahim Oktugan’ın eşinden çarpıcı açıklama: Şehit dediler, şehitliği verilmedi. Bunu hak edecek ne yaptı?

Alibeyköy’de, özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan’ın, Y.K. isimli öğrencinin silahlı hücumuyla öldürülmesiyle ilgili dava görüldü. Y.K.’nın yanı sıra iki suça sürüklenmiş çocuğun da sanık olarak yargılandığı davada savunma yapan tutuklu Y.K., “Olay gününe özel bir görüntü çekmedim, ben esasen daima toplumsal medyada görüntü çekiyorum. Ben o gün silahı birinci sefer almadım, daima silah kullanan bir beşerim aslında. Muhammet Günay beni kışkırttı, yoksa ben kimseyi öldürmem” dedi. İbrahim Oktugan’ın eşi Fatma Oktugan da “Eşim 56 sene bu ülkeye ve birçok öğrenciye hizmet etti. Şehit dediler, şehitliği verilmedi. Bunu hak edecek ne yaptı?” diye konuştu.

Eyüpsultan’da, özel bir lisede okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın okuldan atıldığı tez edilen 2006 Bağdat doğumlu öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldüğü olaya ait davada, sanıklar hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan tutuklu Y.K., “Olay gününe özel bir görüntü çekmedim, ben aslında daima toplumsal medyada görüntü çekiyorum. Ben o gün silahı birinci defa almadım, daima silah kullanan bir beşerim zati. Muhammet Günay beni kışkırttı, yoksa ben kimseyi öldürmem” dedi.

İstanbul Eyüpsultan Alibeyköy Mahallesi’nde, 7 Mayıs 2024 tarihinde özel bir lisede okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın (74) okuldan atıldığı argüman edilen öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldüğü olaya ait davada, 3 Suça Sürüklenen Çocuk (S.S.Ç.) hakim karşısına çıktı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu S.S.Ç.ler Y.K (18), A.S. (17) A.S.A. (16) ile vefat eden Oktugan’ın müşteki eşi ve oğlu ile tarafların avukatları hazır bulundu.

“SÜREKLİ SİLAH KULLANAN BİR BEŞERİM ZATEN”

Duruşmada savunma yapan tutuklu S.S.Ç. Y.K., “Olay gününe özel bir görüntü çekmedim, ben esasen daima toplumsal medyada görüntü çekiyorum. Ben o gün silahı birinci kere almadım, daima silah kullanan bir beşerim zati. Muhammet Günay beni kışkırttı, yoksa ben kimseyi öldürmem. Ben ırkçılık yaşadım, kim kışkırtılsa, bu olayı yaşardı. Ben okuldan atılmadım, bu e-okul sistemimde vardır, okulda beni gördüklerinde kapıyı açmadılar” sözlerini kullandı.

“KENDİSİ, DAİMA BU TÜRLÜ ŞEYLER YAPAN VE SİLAHLA GEZEN BİRİSİ”

Savunmasında, Y.K.’nin sözlerine katılmadığını belirten tutuksuz sanık öğrencilerden Muhammet Günay Gündüz, “Y.K. okulda İbrahim hocaya diklendi ve üzerine yürüdü. Ben Y.K.’nin yanlış bir hareket yapmasından korktum. Y.K.’nin benim onu kışkırttığım biçimindeki telaffuzlarına katılmıyorum. İbrahim hoca asla annesine hakaret etmedi. Küfür etmedi. Kendisi, daima bu türlü şeyler yapan ve silahla gezen birisi, ben onu hiçbir formda kışkırtmadım” diye konuştu.

“EŞİM 56 SENE BU ÜLKEYE VE BİRÇOK ÖĞRENCİYE HİZMET ETTİ. ŞEHİT DEDİLER, ŞEHİTLİĞİ VERİLMEDİ. BUNU HAK EDECEK NE YAPTI?”

Duruşmada konuşan vefat eden İbrahim Oktugan’ın eşi Fatma Oktugan, “Eşim 56 sene bu ülkeye ve birçok öğrenciye hizmet etti. Çocukları ve ülkesini çok severdi, herkesin hayatına dokunan biriydi. Ben emekli öğretmenim, ben eşimin ağzından makus hiçbir kelam duymadım. Çok aydın bir insandı, tüm öğretmenlere öğretmenlik yaptı. Şehit dediler, şehitliği verilmedi. Bunu hak edecek ne yaptı? Şikayetçiyim. Eşimin kanının yerde kalmamasını istiyorum” dedi.

Oktugan’ın oğlu Görkem Oktugan ise, “O gün babam meskenden çıkarken ona güle güle demedim. Keşke deseydim. Babamın cenazesinde 5 bine yakın insan vardı. O kadar büyük bir sevginin ortasında bunu hak etmedi. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum. Şikayetçiyim” biçiminde konuştu.

Müşteki avukatı ise, bu olay gerçekleştikten sonra sanığın başka arkadaşlarının yardımıyla 6 saniye içerisinde okulu terk ettiğini belirterek, sanıkların cezalandırılmasını istedi. Savunma yapan sanık avukatları ise, eksik konuların giderilmesini ve sanıkların tahliyelerini talep ettiler.

BİR SONRAKİ CELSE, OLAY ANINA AİT GÜVENLİK KAMERA İMAJLARININ İZLENMESİNE HÜKMEDİLDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, imza halinde isimli denetimleri bulunan tutuksuz sanıkların imza isimli denetim kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağı halinde ki isimli denetimlerin ise, devamına hükmetti. Heyet, olay anına ait güvenlik kamera imajlarının de bir sonraki celse izlenmesine ve tutuklu sanık S.S.Ç. Y.K.’nin tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

“ÇOK DEĞERLİ BİR DEVLET ADAMINI KAYBETTİK GERİYE ACILI BİR EŞ, BİR EVLAT, GENÇ BİR ADAM BIRAKTI”

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Oktugan ailesinin avukatı İbrahim Abikoğlu, “Önümüzdeki süreçte yargılama devam edecek, şahitler dinlenecek önümüzdeki celse. Olayı gerçekleştiren sanık hakkında, bir rapor aldırılması taleplerimiz var, bilhassa de kemik yaşının tespitiyle alakalı. Hasebiyle 18 yaşından büyük olduğu tespitimiz, argümanımız var. Bununla ilgili de İsimli Tıp Kurumuna sevkini talep ettik. Bununla alakalı araştırmalar mahkeme tarafından yapıldıktan sonra bir orta karar kurulacak, olayın görgü şahitleri dinlenecek.” dedi. Abikoğlu şöyle devam etti:

“Bunun haricinde çok değerli bir devlet adamını kaybettik geriye acılı bir eş, bir evlat, genç bir adam bıraktı. Onların bu kademeden sonra tek beklentisi, adalet. Bu etapta da adalete inancımız sonsuzdur. İbrahim öğretmenimiz bir devlet adamı olarak iddianamedeki sevk maddeside kamu vazifesini icra ederken nitelikli adam öldürmeden ötürü yargılanıyor. SSÇ’ler ve sanık. Bu doğrultuda kamu misyonunu icra etmesi sebebiyle de kendisi mesleğini icra ederken ne yazık ki bu menfur taarruza uğradı ve şehit oldu. Türk Bayrağına sarılarak defin süreçleri gerçekleştirildi lakin ailesinin beyanı doğrultusunda söylüyorum bu vakte kadar resmi manada bir şehitlik konusunda rastgele bir süreç olmadı. Aslında kendileri tarafından da söylendi. Manevi manada bu durum onları yaraladığı için bunun da mahkeme huzurunda beyan ettiler. Kendisi de yaklaşık 56 yıllık bir meslek hayatı var binlerce öğrenci yetiştirmiş binlerce öğrenciyi topluma kazandırmış, binlerce insanı topluma yine kazandırmak için o yaşında emekli olmasına karşın hala mesleği icra eden çok idealist bir devlet adamıydı. Bir öğretmendi. Tahminen yaşasaydı çok çok daha bu millete bu devlete hizmetleri olacaktı. Ne yazık ki gerçekleşmedi. Bizde mahkeme salonunda çok duygusal anlar yaşadık o konuşmayı o tabirleri duyunca. Umarız bununla ilgili gerekli teşebbüsler sağlanır. En azından ailesi için bir teselli olur.”

İddianameden:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, vefat eden İbrahim Oktugan Maktul, Oktugan’ın eşi Fatma Oktugan ve oğlu Görkem Oktugan müşteki, Suça Sürüklenen Çocuk (SSÇ)’lar, A.S.A., A.S. ve Y.K. kuşkulu sıfatıyla yer aldı. İddianamede, 7 Mayıs 2024 tarihinde saat 09:40 sıralarında Alibeyköy Mahallesi Beste Sokakta bulunan özel bir okulda müdür olarak vazife yapmakta olan İbrahim Oktugan’ın ateşli silahla vurulması sonucu kaldırıldığı Okmeydanı Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesinde hayatını kaybettiği belirtildi.

6 SANİYE SONRA ODADAN GERİ ÇIKTIĞI VE AKABİNDE OKTUGAN’IN DA ÇIKARAK YERE YIĞILDIĞI BİLGİSİ YER ALDI

Olay anına ait güvenlik kamerası imgelerinden bahsedilen iddianamede, İbrahim Oktugan’ın sabah 09.39 sıralarında okula gelişinin kamera açısına girdiği, ardından yaklaşık 1 dakika sonra SSÇ Y.K.’nın kamera açısına girerek Oktugan’la birebir istikametten gelerek okula giriş yaptığı ve 09:42’de okuldan koşarak çıktığının tespit edildiği anlatıldı. Okul girişini gösterir güvenlik kamera manzaralarından bahsedilen iddianamede, S.S.Ç. olan A.S.A., A.A. ve E.M.E.’nin kamera açısına girdikleri, Oktugan’ın okula giriş yaptığı, yanlarına A.S. ve M.S.’nin geldiği, bu esnada A.S.’nin dışarı baktığı, 09.40’ta kuşkulu Y.K.’nin elini kaldırarak bir şeyler söylediği, Y.K. ve A.S.’nin tokalaştığı, A.S.’nin içeri geçtiği, 09:41’de, kapının açılarak Y.K.’nin giriş yaptığı ve A.S.A’nın kolundan tutup bir şeyler söylediği, Y.K.’nin içeri girmesi ile A.S.A.’nın da çabucak peşinden içeri yöneldiği, ismi geçen şahıslardan A.A. hariç hepsinin içeri girdiği, Y.K.’nin 09:41’de İbrahim Oktugan’ın odasına girdiği yaklaşık 6 saniye sonra odadan geri çıktığı ve Y.K.’nın gerisinden odadan Oktugan’ın çıkarak yere yığıldığı bilgisi yer aldı.

İddianamede, güvenlik kamerası saatine nazaran 09.41’de S.S.Ç. Y.K.’nin elindeki tabanca ile binanın giriş koridorundan çıkış istikametine yürüdüğü, Y.K.’nin silahını saklamaya çalışırken kapıya yöneldiği, kapıyı açmak için deneme yaptığı, açmaya başaramayınca bina girişine geri yöneldiği, silahını sağ eli tekrar çıkarırken sol eli ile de kapıyı açmaya çalıştığı, A.S.’nin kapının düğmesine basarak açtığı, Y.K.’nin 09.42’de kapıdan çıktığı, A.S.’nin Y.K’.nin peşinden gidip kapıyı kapatıp içeri girdiğinin tespit edildiği aktarıldı.

18 YAŞINDAN BÜYÜK OLAN ŞÜPHELİNİN DAVA EVRAKININ AYRILDIĞI BELİRTİLDİ

Öte yandan iddianamede, Başsavcılıkça hazırlanan iddianamede, A.S.A.’nin alınan birinci sözünde, her ne kadar olaydan evvel Y.K.’yi hiç görmediğini beyan etmiş ise de ve ayrıyeten Günay’ın alınan birinci beyanında Y.K. ile görüştüğünü A.S.A.’nın dahil okuldan kimseye bahsetmediğini beyan etmiş ise de, ortaya çıkan kamera imajları ve şahit beyanları ile olaydan bir gün evvel Y.K. ile Günay ve A.S.A.’nın bir ortaya geldiklerinin anlaşıldığı, bu konunun tespitine kadarki süreçte bu durumu gizledikleri, alınan ikici beyanlarında açıkça belirttikleri anlatıldı.

OKTUGAN’I ATEŞLİ SİLAHLA VURMA KASTI İLE GELDİĞİNİ İKİSİNİN DE BİLDİĞİ BELİRTİLDİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, olay tarihi prestiji ile yaşı 18’dan büyük olduğu anlaşılan kuşkulu Muhammed Günay Gündüz hakkında dava belgesinin ayrılması tarafında karar verildi.İddianamede, Günay her ne kadar Y.K. ile ortalarında okul yahut İbrahim Oktugan hakkında konuşma geçmediğini beyan etmiş ise de Y.K.’nin alınan tabirinde, Oktugan’ın hala okulda olup olmadığını sorduğunu, Günay’ın da Y.K.’ye Oktugan’ın hala okulda çalıştığını söylemesi üzerine Y.K.’nin “Gelip dövsem uygun olmaz mı?” diye sorduğunu, Günay’ın da “‘Çok düzgün olur karnına vurursun, bacağına vurursan ölmez, karnına sık'” dediğini beyan ettiği belirtildi.

24’ER YILA KADAR MAHPUS CEZASI TALEBİ

Hazırlanan iddianamede, S.S.Ç. A.S.A, A.S. ve Y.K. hakkında, ‘kişinin yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle tasarlayarak taammüden öldürmeye yardım etme’ kabahatinden 18’er yıldan 24’er yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

Türkiye genelinde protestolar düzenlenmişti

9 ay evvel İbrahim Oktugan’ın öldürülmesinin akabinde eğitim sendikaları hareket kararı almış, öğretmenler iş bırakmıştı. Türkiye genelinde meslektaşlarının öldürülmesini protesto eden eğitim işçileri, eğitimde şiddete karşı tedbir alınmasını istemişti. Öğretmenler reaksiyonlarını, “Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok çok uygun biliyoruz. Cinayetin ardındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek amaç haline getiren, mesleğimizin prestijini ayaklar altına alanlardır. Ahlak bekçiliğine soyunan Radyo Televizyon Üst Heyeti’nin, toplumsal şiddeti esas gündemi haline getirip, mafya ve cürüm temalı TV üretimlerini daha sık denetlemesi sağlanmalıdır. Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim işçisinin can vermesi gerekiyor?” kelamlarıyla lisana getirmişti.