İsmail Küçükkaya’dan şoke eden açıklama! Canlı yayında Anayasa kitabını eline alarak eleştirdi
AKP iktidarının 21 yıl sonra lokal seçimde büyük hezimete uğrayıp 2. parti pozisyona düşmesinin akabinde Türkiye’de siyasi gerginlikler artmaya başladı.
Siyasi tansiyon Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklaması birinci büyük tansiyonunu yaşadıktan sonra dün bir dizi gözaltı yaşandı. Birinci evvel CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın’ın gözaltına alındı akabinde da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na soruşturma başlatıldı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Başkanı Erdoğan’ı eleştiren Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ da gözaltına alındı.
Halk TV’de İsmail Küçükkaya, Türkiye’nin geçtiği bu sancılı süreçte demokrasilerde yapılması gerekenleri anlatı.
Türk Edebiyatı’nın büyük Şairi Nazım Hikmet’in şiirini de lisana getiren İsmail Küçükkaya, şöyle konuştu:
“SAĞLIK BİR ÜLKEDE DEMOKRASİ ŞÖYLE İŞLER…”
“Normal, sağlıklı bir ülkede demokrasi şöyle işler. Siz, halk, görüşlerinizi, muhtaçlık, beklenti, şikayet, teklif ve dayanağınızı, özgür iradenizle, yasal ve anayasal haklarınızı kullanarak söz edeceksiniz, halk. Zira bu beni bağlar.
Ben yüzde 100 uyuyorum buna, bu türlü yüzde 99,5 değil. RTÜK mevzuatına da Türkiye’de yüzde 100 uyan, galiba benden diğer televizyoncu yoktur. Hiç ihtimal vermiyorum, benim kadar dikkat eden lisanına, üslubuna, verdiği haberlere.
“AKLIMA DAİMA NAZIM GELİR”
Şimdi sizinle başlayacak her şey. Aklıma daima Nazım gelir. “Senin cürmün günahın yok, benim hoş kardeşim.” der ya büyük ozan. Ancak ekler; “yine de cürmün büyüğü senin hoş kardeşim.” Artık, bu siz. Sonra muhalefet partileri olacak. Tesirli, örgütlenmiş, yasal, anayasal haklarını kullanan, halkın yanında olan, halka yürek verecek.
Diyecek ki; “Yasal ve anayasal haklarını kullan. Ben varım burada. Ben de anayasal bir kurumum.” diyecek. Bak, halk, muhalefet. İktidar bakacak bu türlü.
“DİKTATÖRLÜK ÜLKELERİNDE BİLE…”
Bakın, diktatörlük ülkelerinde bile, diktatörler bile, ebediyen halkın nabzına bakarlar. Çok değerlidir. Tamam? Üç, medya olacak arkadaş, medya. Özgür düşünen, iktidarı rakip, dost, düşman üzere görmeyen.
Görevini yapıyor herkes diyen, muhalefeti de bu türlü gören. “Benim yandaşım değil, candaşım da değil. Bugün o iktidar gidecek, yarın bu gelecek. Ben birebir misyonumu yapacağım.” diyen gazeteciler olacak ülkede.
Sivil toplum, sütü getirirken bu türlü, korka korka gelişmelere bakıyor. İş dünyası da bu türlü. Doğal kolay değil, balyoz elinde birilerinin, tak, indiriyorlar.
“SİSTEMDE ARIZA VAR”
Ama hoş kardeşim, bu türlü bir ülkede demokrasiyi nasıl yaşatacağız? İşte ben, sayın bakan ilk geldiğinde dedi ya; “Her sabah görüyorum sizi” dedi, “çırpınıyorsunuz” dedi. Bu kadar ağır bir gündemde, bu kadar güç şartlarda, ülkenin selameti için, halkın refahı, ülkemizin, devletimizin bekası için çalışıyoruz.
İktidarı yeri geliyor eleştiriyoruz, yeri geliyor destekliyoruz. Muhalefeti yeri geliyor eleştiriyoruz, yeri geliyor cesaretlendiriyoruz. Lakin bir sistem olarak bakın, hoş yurdumun hoş insanları, sistemde arıza var. Sayın bakanım, sistemde arıza var.
