İstanbul’da kilo vermek isterken canından oldu

İstanbul Avcılar’da Sabiha Eldenüstün, 14 Aralık 2023’te fazla kilolarından kurtulmak için mide balonu taktırmaya karar verdi lakin ameliyat umduğu üzere geçmedi ve birçok sıhhat sıkıntıları yaşadı. Eldenüstün, bir mühlet sonra midesinin delindiğini öğrendi. 78 kilodayken zayıflamak isteyen Eldenüstün bu olayın akabinde bir dizi ameliyat da geçirdi. Ağır bakım sürecinde süratle kilo kaybeden ve yalnızca sıvı beslenen Eldenüstün, geçirdiği son ameliyattan 1 yıl sonra, 27 Aralık 2024’te hayatını kaybetti. Hayatını kaybetmeden evvel mide balonu taktırdığı özel hastane ve tabipten şikayetçi oldu.

Eldenüstün’ün açtığı dava, mide balonu operasyonunda kullanılan gerecin uydurma olması savı üzerine, “Kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla devam ediyor. Ailenin avukatı Levent Öcal, “Hastaya ilişkin birinci operasyonunun yapıldığı hastanedeki bütün tıbbi kayıtların celbini istedik.Dolayısıyla o kayıtlar geldikten sonra kullanılan gerecin düzmeceliği de ortaya çıkacak. Bu durumda da tabipler açısından “Kasten öldürmeye kadar bir tüzel sorumluluk gündeme gelebilir “ diye konuştu.

KİLOLARINI TAKINTI HALİNE GETİRMİŞTİ

Takıntı haline getirdiği kilolarından kurtulmak için özel hastanede midesine balon taktıran Eldenüstün, daha sonra midesi delindiği için tabibinden şikayetçi olmuştu. 19 Nisan 2024’te Demirören Haber Ajansı’na verdiği röportajda kilolarını takıntı haline getirdiğini belirten Eldenüstün, ameliyat olmak istemediği için mide balonunu tercih ettiğini anlatmıştı. Hayatını kaybetmeden 8 ay evvel DHA’ya röportaj veren Eldenüstün, “Aralık ayında karar verdim doktor da araştırmadım. Mide balonunu taktırdım konuta geldim ancak sonradan araştırdığımda mide balonu takıldığında analizler yapılması gerekiyormuş: Bana analiz yapılmadı serum takılmadı. Benim sancılarım çoktu serum bağlattırdım. Hastanede doktor yoktu sancım çoktu. Yüksek dozda ağrı kesici verdiler bu müddette 22 kilo verdim. Takıntı olduğu için bu hale geldim artık anlıyorum hastaneye 1 milyon 400 bin lira ödedik. Yemek yiyemiyorum midem küçüldü. Biraz olağana döndü midem açıldıktan sonra su içebiliyorum sıvı içebiliyorum. Hekimin yanlış iş yaptığı için cürüm duyurusunda bulunduk. Diğer hastanede de çok ameliyat oldum. Sıhhatim gitti herşeyim gitti. Şu anda kendimi toparlamaya çalışıyorum lakin toparlayamıyorum. Dışarı çıkıp yürüyemiyorum” demişti.

“TAKTIKTAN 1 AY SONRA MİDESİ DELİNİYOR” İDDİASI

Sabiha Eldenüstün’ü ameliyat eden doktor o dönemde telefonda verdiği bilgide savları kabul etmeyerek, “Kendisi çok sigara tüketiyor. Taktıktan 1 ay sonra midesi deliniyor. Hastane içerisinde kamera kayıtları var, tespit ettik. Kendisi daima sigara içiyordu. Balon taktıktan 3-5 gün sonra midesi delinmedi, 1 ay sonra midesi delindi. Biz konutuna sağlıklı gönderdik” sözlerini kullanmıştı.

MİDE VE BAĞIRSAKLARI DELİNDİ

Sabiha Eldenüstün’ün gelini Nilüfer Gümüşgöz, “Bir yıl evvel kayınvalidem zayıflamak için mide balonu taktırmaya karar verdi. Bir hastaneyle görüşmüş, anlaşmış, mide balonu taktırmış. Taktırdıktan bir hafta sonra kötüleşmeye başladı. İstifra etmeye başladı, taktırdığı hastaneye götürdük. Midesinin ve bağırsaklarının delindiğini öğrendik. Orada bir operasyon yaptılar. Orada 27 gün kadar yattı. Sonra müdahaleler yapıldı, derken kendisini toparlayamadı. CRP’si çok yüksekken bizi taburcu ettiler. Sonra konuta geldik lakin şikayetler düzelmedi, daha da makûs olmaya başladı. Sonra oğlu kayınbiraderim diğer bir hastaneye götürdü. Başka hastanede doktor, “Tam zamanında getirmişsiniz” dedi. Biraz daha beklesek o vakit kaybedecekmişiz. Orada da birkaç ameliyat oldu. Biraz toparladı sonra konuta geldi, eskisi üzere olmadı toparlayamadı.

Sıvı beslenmeye başladı, yemek yiyemiyordu, bir lokma yiyip kusuyordu. O bir sene içinde mahvoldu, ellerimizden kaydı gitti, kurtaramadık. Tabipler çok uğraş etti, kendi de çok gayret etti. 4-5 gün evvel kaybettik annemizi. Çok üzücü bir durum, bir mide balonu yüzünden hiçbir hastalığı yokken hiçbir külfeti yokken bir tek tiroid hastasıydı, ilaç kullanıyordu, onun hayatına mal oldu bu. Çok güç, diyecek birşey bulamıyorum 60 yaşındaydı kendisi. Bu mide balonu ameliyatında insan bir analiz yapar, endoskopi yapar. Hiçbirşey yapılmadan bayana mide balonu takıldı. Bu nasıl birşey? Bunu söylemememizin emeli da artık insanlara bu türlü birşey yapmasınlar. İnsanların hayatlarına mal oluyor, bizim annemizin hayatına mal oldu. Gerekirse doktorluktan men edilsin, işin peşini bırakmayacağız” dedi.

YANLIŞ TEDAVİ UYGULANDIĞI ARGÜMAN EDİLİYOR

Ailenin avukatı Levent Öcal, Eldenüstün’ün yanlış tedavi edildiğini belirterek, “Sağlıklı bir formda gittiğiniz hastaneden doktor yanlışı nedeniyle, yanılgılı tabip uygulaması nedeniyle birçok sıhhat problemleriyle gereğince tetkik ve denetimler yapılmadan, hastaneden taburcu edilmiş olması nedeniyle; tahminen de başlangıçta çok daha kolay giderilecek problemler olmasına karşın, maalesef 1 yıldır devam eden tedavi süreci sonucunda müvekkilimiz yaşama tutunamamış ve hayatını kaybetmiştir. Müvekkilimiz hayattayken savcılığa cürüm duyurusunda bulunulmuştu, hem de tüketici mahkemelerinde bu mevzuyla ilgili dava açılmıştı. Savcılık kademesi halihazırda devam ediyor.

Tüketici Mahkemesi’nde ise belgenin doktor yanılgısı doktor kusurunun neler olduğunun tespiti bakımından, belgenin ekspere gönderilmesine karar verildi lakin maalesef müvekkilimiz yargılamanın sonunu göremeden hayatını kaybetti. Aslında burada birçok doktor kusurundan bahsedebiliriz. Doktorların sorumlulukları Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş ve tabibe olağan ihtimamdan çok daha fazla ihtimam yükümlülüğü getirilmiştir. Bunlardan birincisi; tabip hastasıyla temas ettiği andan itibaren hastanın bahse husus tedaviye muhtaçlığının olup olmadığına, hasta ne kadar ısrarcı olursa olsun, tabibin sağlıklı ve gerçek bir araştırmadan sonra karar vermesi gerekir. Olayımızda olduğu üzere bizim müvekkilimizin aslında bu türlü bir tedaviye bu türlü bir operasyona muhtaçlığı yokken, doktorların yanlışlı yönlendirmesi ayrıyeten uygulama sırasında uydurma mide tüpü ya da balon dediğimiz geçersiz gereç kullanmaları da açıkçası bu sonuca neden oldu” tabirlerini kullandı.

‘BÜTÜN TIBBİ KAYITLARIN CELBİNİ İSTEDİK’

Öcal, bütün süreçlerin en başından itibarebn yanılgılı başladığını belirterek, “Hekimlerin üç türlü sorumluluğu var bize nazaran. Birincisi, operasyon öncesi sorumluluk. İkincisi, operasyon sırasındaki sorumluluk. Oburu ise, operasyon sonrası sorumluluk. Yani rastgele bir komplikasyon oluşmuşsa şayet tabip bu komplikasyonu hakikat yönetmeli ancak burada esasen operasyonun başında bütün süreçler kusurlu başladığı için sonrasındaki süreçte maalesef sağlıklı yürütülebilmesi mümkün değildi. Birinci operasyondan sonra operasyonun başarısız olduğu, tabip uygulamalarının yanlışlı olduğu fikriyle aslında sıhhat durumu çok kötüyken diğer bir hastaneye yakınları tarafından götürülüyor ve orada bu durum tespit ediliyor.

Biz o kayıtların getirilmesini istedik. Hasebiyle o kayıtlar geldikten sonra kullanılan materyalin düzmeceliği de ortaya çıkacak. Bu durumda da doktorlar açısından “Kasten öldürme’ye kadar bir hukuksal sorumluluk gündeme gelebilir. Hastaya ilişkin birinci operasyonunun yapıldığı hastanedeki bütün tıbbi kayıtların celbini istedik mahkemeden. Savcılık da bunun araştırmasını yapıyor. Doktorların yargılaması farklı bir prosedüre tabi olduğu için, şu kademede o prosedür devam ediyor. Lakin hem birinci cerrahi müdahaleyi yapan hastane, hem ondan sonraki hastanede hastaya ilişkin kayıtlar mevcut olduğu için, bu kayıtların her birinin celbini istedi mahkeme. Belgeye kayıtların bir kısmı girdi bir kısmı de ileride girecek” halinde konuştu.

Sabiha Eldenüstün’ün arkadaşı Özge Erden ise, o periyotta yaptığı röportajda ihmaller nedeniyle öbür bir hastaneye gittiklerini anlatarak “Hemen acil ameliyata aldılar 3 gün ağır bakımda kaldı. Çıkmasının imkansız olduğunu söylediler. Tabipler, “Kendisi çok dirayetli olduğu için bizimle kaldı” dediler. Ölümcül noktada gittik ikinci hastaneye. 60 yaşında bir bayana mide balonu takılırken rastgele bir analizle ilgili, bir ameliyat oldunuz mu üzere bir konuşma gerçekleşmemiş” dedi.