“Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” pankartı nedeniyle gözaltına alınmıştı… Zafer Partili başkan adli kontrolle serbest bırakıldı
Zafer Partisi Küçükçekmece İlçe Lideri Mustafa Güngör, üzerinde “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” yazan bir pankartla ilgili olarak dün gece gözaltına alındı. Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na muhalif davranmaktan adliyeye sevk edilen Güngör’e adliyede ek olarak “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması da yöneltildi. Güngör, “‘yurt dışı çıkış yasağı'” konarak serbest bırakılırken, Zafer Partisi İstanbul Vilayet Lideri Hakan Akşit, yaşananların Türk demokrasisi ismine telaş verici olduğunu lisana getirdi. Akşit, “Artık bu 2025 Türkiye’sinde trajikomik bir hal almaya başladı bu gözaltına almalar” dedi. Güngör’ün avukatları da “‘Gerçekten artık gülmemek için sıkıntı tutuyoruz kendimizi. Zira yani ağlayalım mı gülelim mi halimiz sahiden trajikomik bir duruma geldi” diye yansılarını lisana getirdi.
Bir müddettir “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganını parti etkinliklerinde kullanan partilerden biri olan Zafer Partisi dün gece çarpıcı bir gözaltı süreciyle karşı karşıya kaldı. Küçükçekmece İlçe Başkanı Mustafa Güngör, partisi ismine asılan ve üzerinde “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” yazan bir pankartla ilgili olarak 23.00 sıralarında gözaltına alındı. Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na karşıt davranmaktan adliyeye sevk edilen Güngör’e adliyede ek olarak “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması da yöneltildi.
Güngör, “‘yurt dışı çıkış yasağı'” konularak serbest bırakılırken, Zafer Partisi İstanbul Vilayet Lideri Hakan Akşit, Küçükçekmece Adliyesi önünde açıklama yaptı. Akşit, gözaltı sürecini eleştirerek, yaşananların Türk demokrasisi ismine kaygı verici olduğunu lisana getirdi. Akşit, “Artık bu 2025 Türkiye’sinde trajikomik bir hal almaya başladı bu gözaltına almalar” dedi. Hakan Akşit, şu sözleri kullandı:
“TÜRK DEMOKRASİSİ İÇİN, SİYASETİ İÇİN DERTLİ BİR DURUM YARATIYOR”
“Bugün yeniden teşkilat olarak, Zafer Partilileri olarak bir adliyedeyiz. Bu sefer Küçükçekmece adliyesindeyiz. Dün akşam Küçükçekmece İlçe Liderimiz Mustafa Güngör özür dilerim, astıkları, ilçenin astığı pankartlardan ötürü söze çağrılmıştı. Kendisi dün akşam tabir vermeye gitti karakola ve kendisini gözaltına aldılar. Bugün sabah doktor kontrolünden sonra adliyeye sevk edildi…Artık bu 2025 Türkiye’sinde trajikomik bir hal almaya başladı bu gözaltına almalar. Özellikle Zafer Partisi yöneticilerini gözaltına almalar. Tahminen bizleri alıştırmak istiyorlar lakin biz alışmayacağız. Bunun bu türlü devam etmesi yalnızca Zafer Partililer için değil, Türk demokrasisi için siyaseti için düşünceli bir durum yaratıyor. Artık sizlere soruyorum. Bir siyasi partinin ilçe başkanı fikirlerini, siyasi görüşlerini aşikâr eden bir pankart asamayacaksa bu beşerler ne iş yapacaklar? Genel liderleri, genel liderimiz tutuklu olduğu için tutuklanmasına biz itiraz ettiğimiz için adaletsiz bir tutuklanma olduğu için partimizin kendisinin, ilçesinin fikrini beyan eden, pankart asmak bir siyasetçinin, siyaset idaresinde bulunan insanın, ilçe liderinin işi bu zati. En doğal hakkı fakat işi bu.
“BASKI İSTEMİYORUZ, GENEL LİDERİMİZE ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ DİYE BİR PANKART ASTILAR”
Ne dedi? Baskı istemiyoruz, genel liderimize özgürlük istiyoruz diye bir pankart astılar. Sonucu bu. Tekrar adliyedeyiz. Umarım bu son olur. Türkiye için son olur. Zafer Partisi için son olur. Ve önümüz daha siyasetin ve halk baskıdan uzak, tehditlerden uzak yapıldığı süreç içerisinde olur diye düşünüyorum. Teşekkür ederim. Efendim suçlama, pankartta yazan cümleden ötürü insanları suça teşvik. Suça teşvik. Artık bu cümlede nasıl bir suça teşvik var? Baskı istemiyoruz, özgürlük istiyoruz. Bunun Türkçesi bu. Öztürkçesi bu. Bugünkü lisanımızda Türkçesi bu. Artık bu bir fikir beyanı. Bu genel liderine özgürlük isteği. Hangi kişi, kim sokaktan geçer bu pankarta bakacak da kabahat işleyecek ya da nasıl bir suç işleyecek?”
Zafer Partisi üyeleri, gözaltı kararlarına reaksiyon gösterirken, partinin genel başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının akabinde yaşanan bu olayların Türk demokrasisi açısından telaş verici olduğunu belirtti. Zafer Partisi Küçükçekmece İlçe Lideri Mustafa Güngör ise özgür bırakılmasının akabinde yaptığı açıklamada, “‘Bugün akşam tabir vermek üzere Kanarya Polis Karakolundaydım. İlçemizde cuma günü yapmış olduğumuz “kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” pankartlarından ötürü tabir verdim. Ve o günde gözaltına alındım. Daha sonra bugün savcılığa çıktık. Teknik hususları isterseniz avukat arkadaşlarınız anlatsınlar'” dedi.
Güngör’ün avukatı Ulaş Öztürk suçlamayı, adliyede suçlamaya ekleme yapılmasını anlamaya çalıştıklarını belirterek, gözaltı ve adliye sürecini şöyle anlattı:
“ASMIŞ OLDUĞU PANKARTTA YAZAN YAZI, “KAHROLSUN İSTİBDAT, YAŞASIN HÜRRİYET.'”
“Bu stil süreçlerle sanırım bu vakit zarfında karşılaşacağız, o denli gözüküyor. Mustafa Bey, Zafer Partisi’nin Küçükçekmece ilçe başkanı kendisi. Yani bir siyasi partinin Küçükçekmece’deki temsilcisi. Asmış olduğu pankartta yazan yazı, “kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet.” Tarihimizin birinci bu kelamın çıkmasından bu yana kullanım gayesi muhaliflerin, idareden mutlu olmayanların bu hissiyatlarını, bu taleplerini aksettirdikleri bir kelam. Bu kelamı yazmasının sebebi de esasen altında da Ümit Özdağ Özgürlük diye yazıyor ve Ümit Özdağ’ın fotoğrafı var. Zafer Partisi’nin genel başkanı tutuklandı. Bu tutuklanma üzerine partinin ilçe başkanı olarak tepkisini demokratik bir halde hukuk çerçevesi içerisine göstermek için bunu astı. Bu tutuklanmak yalnızca ve yalnızca Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına olan yansıyı göstermekti. Biz bu olaydan haberdar olduğumuz andan itibaren, kendisi esasen polislerin araması üzerine, kolluğun araması üzerine, pankartlar esasen kaldırıldı. Bir gün bile kalmamış pankartlar asılı.
“GERÇEKTEN ARTIK GÜLMEMEK İÇİN SIKINTI TUTUYORUZ KENDİMİZİ.”
Bununla beraber Mustafa Bey geldiğinde İstanbul’a direkt bir gözaltı süreci oldu. Bu bizleri hakikaten şaşırttı artık hukuk ismine. Gözaltının neden olduğuna dair meslektaşım birinci olarak kolluktaki soruşturmaya katıldı. Toplantı ve Şov Yürüyüşleri (Kanunu) 31. unsur 2. fıkra üzere konuşuldu. Çok oraya da gireceğini düşünmememize karşın savunmamızı ona nazaran yaparken bir anda bugün savcılıkta sek unsurunun cumhurbaşkanına hakaret oldu. Sahiden artık gülmemek için güç tutuyoruz kendimizi. Zira yani ağlayalım mı gülelim mi halimiz sahiden trajikomik bir duruma geldi. Pankartın sağından solundan önünden gerisinden yanlarından baktığınız vakit hiçbir biçimde cumhurbaşkanının hakaret kabahatini oluşturmuyor. Ne maddi ögesi ne manevi ögesi ne bu türlü bir cürüm işlemek hastı var. Tek buradaki gaye genel liderin tutuklanmasına bir reaksiyon göstermek.”
“SORUŞTURMA ETABINDA KARAKOLDAKİ SEVK HUSUSUYLA SAVCILIKTAKİ SEVK UNSURUNUN FARKLI OLMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Güngör’ün öteki avukatı İstek yılmaz da şunları anlattı:
“Dün akşam saat 23.00 civarında karakola yalnızca söz vermek için gittik. Sözümüzü verdikten sonra ansızın bir gözaltı kararı olduğunu öğrendik. Daha sonra müvekkilimiz Küçükçekmece Zafer Partisi ilçe lideri gözaltına alındı. Ve sabaha kadar bekledik. Dün gece soruşturma kademesindeki cürüm, yani sevk hususu, 2911 sayıl kanunda 31. unsuruna düzenlendiğini öğrendik. Ona nazaran savunmalarımızı yaptık. Bugün savcılık basamağında kabahatin 2911 sayılı kanunda düzenlenmediği, lakin “Cumhurbaşkanlığı hakaret” hatasının oluşabileceğini öğrendik. Bir hukuk devletinde soruşturma etabında karakoldaki sevk hususuyla savcılıktaki sevk hususunun farklı olması asla kabul edilemez. Bunun yanı sıra şunu söylemek isterim ki kahrolsun istibdat. İstibdat demek despotluk demektir. Yaşasın hürriyet. Hürriyet de özgürlük demektir. Müvekkilim özgürlük daveti yapmıştır. Ümit Özdağ’a özgürlük daveti yapmıştır. Bu nedenle biz Cumhurbaşkanı ile nasıl bir ilgisi olduğunu dahi şimdi anlayamamışız.
“İNSANLAR TENKİT HAKKINI ŞİDDET İÇERMEYEN SÖZLERLE İFADE EDEBİLMELİDİR”
Bunun yanı sıra bu demokratik toplumun en temelidir. Beşerler tenkit hakkını şiddet içermeyen sözlerle tabir edebilmelidir. Şayet bunu dahi biz söz edemeyeceksek demokrasiden nasıl konuşabiliriz? Tenkitten nasıl konuşabiliriz? Anayasa’dan nasıl konuşabiliriz? Bu nedenle burada çıkan karar yeniden kararlık kabul etmiyoruz. Yurt dışı çıkış yasağı verildi. Kabahat oluşturmayan bir pankart için kabahat olmamasına karşın nasıl yurtdışı yasağı verildiğini hala anlayamadık. Lakin yeniden de geçmiş olsunlarını diletiyorum bütün Türk milliyetçisi insanlara. Bunun haricinde sağduyulu yargıçlarımıza ve savcılarımıza çok teşekkür ederiz. Hukuk devleti burada, biz de buradayız. Müvekkilimizin ardındayız. Bu hiçbir hata oluşturmamaktadır.”
