Kahve piyasasında kriz derinleşiyor: Son 50 yılın en yüksek seviyesine ulaştı

Kahve piyasası, 2025’te tarihin en sert dalgalanmalarından birini yaşıyor. Dünya genelinde kahve çekirdeğinin fiyatı, son yarım yüzyılın en yüksek düzeyine çıkarak yaklaşık 380 euroya ulaştı. Bu sayı, tarihi ortalamanın neredeyse üç katı. Uzmanlara nazaran fiyatlardaki artışın temel nedenleri ortasında iklim değişikliğinin yarattığı rekolte kayıpları, ithalat vergileri ve güç maliyetlerindeki yükseliş bulunuyor.

İKLİM VE TİCARET DARBESİ

Küresel tedarik zincirinin belkemiğini oluşturan Brezilya ve Vietnam, iklim kaynaklı meselelerle karşı karşıya. Vietnam’da kuraklık, Brezilya’da ise şiddetli yağışlar üretimi düşürdü. Üstelik ABD’nin Brezilya kahvesine yüzde 50 oranında gümrük vergisi koyması, piyasalardaki baskıyı artırdı. Dünyanın en büyük kahve üreticisi Brezilya’nın 2025’te üretimini yüzde 6 azaltacağı öngörülüyor. Bu durum, hem üreticiler hem de tüketiciler için fiyatları daha da üst çekiyor.

AVRUPA VE ASYA’DA REKABET

ABD’nin uyguladığı yüksek vergiler, Avrupa’ya görece daha avantajlı fiyatlarla kahve alma imkânı tanıyor. Fakat Çin’in pazara süratle girmesi, rekabeti kızıştırıyor. Son on yılda kahve ithalatını yüzde 90, tüketimini ise yüzde 150 artıran Çin, 183 Brezilyalı firmaya ithalat müsaadesi verdi. Bu atılım, global istikrarları değiştirme potansiyeline sahip.

İTALYA’DA KAHVE ALARMI

Avrupa’da kahve fiyatlarındaki artışın en somut hissedildiği ülkelerden biri İtalya. Unimpresa’nın bilgilerine nazaran, espresso fiyatı 2021’e kıyasla yüzde 19 yükseldi. 2025 sonunda bir fincan kahvenin 2 euroyu aşması bekleniyor. Bölgesel farklılıklar da dikkat çekiyor: Kuzeyde 1,50 euroya satılan kahve, güneyde hala 1 euro civarında.

Artan fiyatlar, yalnızca tüketiciyi değil; çiftçiden torrefaktöre, baristadan lojistikçilere kadar tüm kahve zincirini etkiliyor. Uzmanlar, bu tablonun dalın sürdürülebilirliği için önemli riskler doğurduğunu, iklim dostu üretim ve daha adil ticaret modellerinin hayati hâle geldiğini belirtiyor.