Meme kanseriyle mücadelede yeni bir dönem: Akıllı ilaçların etkisi
Akıllı ilaçlar, kanser hücrelerinin biyolojik özelliklerine yönelik olarak tasarlanmış moleküller.
Geleneksel tedavi metotları, tümörlerin yanı sıra sağlıklı hücreleri de etkileyebilirken, akıllı ilaçlar daha spesifik bir tesir göstererek yalnızca kanser hücrelerine yönelir. Bilhassa göğüs kanseri tedavisinde, akıllı ilaçların erken periyotlarda kullanımı, tümörün büyümesini durdurabilir ve hastanın ömür kalitesini değerli ölçüde artırabilir.
Kanser Araştırmaları Milletlerarası Derneği’nde bir onkolog olan Dr. Joan Harbison, “Akıllı ilaçlar, kanser tedavisinin geleceğinde ihtilal oluşturma potansiyeline sahip. Bu ilaçlar, kanser hücrelerine has molekülleri amaç alarak, sağlıklı hücrelere ziyan vermeden tedavi sunuyor” dedi.
Dr. Harbison, akıllı ilaçların göğüs kanserinde daha tesirli olabilmesi için daha fazla araştırma ve klinik testler yapılması gerektiğini belirtti.
MEME KANSERİNDE AKILLI İLAÇLARIN MUVAFFAKİYET ORANI VE UYGULAMA YÖNTEMLERİ
Meme kanseri tedavisinde akıllı ilaçlar, bilhassa HER2 müspet kanser hücrelerine yönelik geliştirildi.
HER2, göğüs kanserinin agresif bir formunu teşhis etmek için kullanılan kıymetli bir biyomarker’dır. HER2 müspet göğüs kanseri hücreleri, olağan hücrelere nazaran daha süratli büyür. Bu tip kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar, HER2 reseptörlerine bağlanarak kanser hücrelerini öldürür.
Londra Kanser Merkezi’nde vazifeli bir onkolog olan Prof. Dr. Emily Richardson, “HER2 müspet göğüs kanseri tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar, kanserin yayılmasını engelleyebilir ve hastaların uzun müddet sağlıklı bir hayat sürmesini sağlayabilir. Bu tedavi sistemi, kanser tedavisinde bireye özel yaklaşımın örneklerinden biridir” dedi.
Akıllı ilaçlar, ekseriyetle intravenöz (IV) yolla uygulanır ve tedavi süreci hastaların genel sıhhatini etkilemeden yönetilebilir. Kimi ilaçlar ise ağız yoluyla alınabilir. Tedavi sürecinin aktifliği, kanserin evresi, hastanın genel durumu ve genetik faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu yüzden, her hasta için özel bir tedavi planı oluşturulması hayli kıymetli.
KİŞİYE ÖZEL KANSER TEDAVİSİ: AKILLI İLAÇLAR VE GENETİK TESTLER
Meme kanseri tedavisinde kullanılan akıllı ilaçların aktifliği, ferdi genetik farklılıklarla direkt alakalı.
Genetik testler, hastaların kanser çeşitlerini ve biyolojik özelliklerini belirleyerek, hangi tedavi usulünün en tesirli olacağı konusunda yol gösterici olabilir. Bu testler sayesinde, göğüs kanseri tedavisinde daha hedeflenmiş bir yaklaşım sergilenebilir.
Amerikan Kanser Derneği’nden bir genetik uzmanı Dr. Lisa Hawkins, “Genetik testler sayesinde, hastaların kanser hücrelerinin özelliklerine nazaran tedavi süreci belirlenebilir. Akıllı ilaçlar, şahsa özel tedavi seçenekleri sunduğu için, bu yol daha az yan tesir ile daha faal bir tedavi sağlar” açıklamasında bulundu.
YAN TESİRLER VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Akıllı ilaçlar, klasik kemoterapiye nazaran daha düşük yan tesir profiline sahip olabilir, lakin yeniden de birtakım yan tesirler gözlemlenebilir. Bunlar ortasında cilt döküntüleri, mide bulantısı, yorgunluk ve bağışıklık sistemi ile ilgili sıkıntılar yer alabilir. Fakat, akıllı ilaçların sağlıklı hücrelere verdiği zararın asgarî olması, tedaviye daha rahat ahenk sağlamayı mümkün kılmakta.
Meme kanseri tedavisi üzerine uzmanlaşmış bir onkolog olan Prof. Dr. James Thornton, “Akıllı ilaçların yan tesirleri klasik tedavi tekniklerine nazaran daha hafif olabilir. Fakat her tedavi sisteminde olduğu üzere, tedavi sürecinde doktor gözetimi oldukça önemlidir” dedi.
AKILLI İLAÇLARLA GELECEĞİN GÖĞÜS KANSERİ TEDAVİSİ
Meme kanseri tedavisinde akıllı ilaçların kullanımı, kanser tedavisinde kıymetli bir dönüm noktası. Bu ilaçlar, hedeflenmiş tedavi yaklaşımları ile tümörlerin büyümesini engelleyebilir ve hastaların hayat kalitesini artırabilir. Lakin, her hasta için farklı tedavi yollarının ve genetik testlerin gerekliliği, şahsa özel tedavi planlarının ehemmiyetini ortaya koydu.
Meme kanseri tedavisinde akıllı ilaçların kullanımı, ilerleyen yıllarda daha fazla hastayı olumlu istikamette etkileyebilir. Fakat, bu tedavi tekniğinin daha yaygın hale gelmesi ve daha tesirli olabilmesi için daha fazla araştırma ve klinik çalışma yapılması gerekmekte.
