Şehirden kasabaya tersine göçün sosyal ve psikolojik yansımaları
Çoğunlukla metropollerin gürültüsünden, kalabalığından ve geriliminden kaçan bireyler, daha sakin, huzurlu bir hayat arayışında küçük kasabalara yöneliyor. Lakin bu tıp bir “tersine göç” sırf fizikî bir değişim değil, birebir vakitte derin ruhsal ve toplumsal tesirler de oluşturdu.
Tersine göç, büyük kentlerden küçük kasabalara ya da kırsal alanlara yerleşmek olarak tanımlanabilir. Bu hareketin artmasının arkasında çeşitli faktörler yer alıyor. Bilhassa pandemi devrinin akabinde meskenden çalışma imkanlarının artması, yüksek hayat maliyetleri, hava kirliliği, trafik sıkışıklığı üzere kent hayatının olumsuz istikametleri, daha sakin ve tabiatla iç içe bir hayat arayışını körükledi. Lakin, büyük kentlerden küçük kasabalara yerleşmek, her ne kadar huzur ve sakinlik vaat etse de beraberinde bir dizi ruhsal ve toplumsal değişim getiriyor.
PSİKOLOJİK TESİRLER: HUZUR VE YALNIZLIK ORTASINDAKİ İNCE ÇİZGİ
Tersine göçün ruhsal tesirlerini anlamak için birinci olarak kent ömrünün bireyler üzerindeki tesirlerini gözden geçirmenin gerektiğinin altı çizildi.
Psikiyatri Profesörü ve metropol psikolojisi üzerine araştırmalar yapan uzman Dr. John Bell, “Büyük kentlerdeki bireyler, ekseriyetle yüksek gerilim ve telaş seviyelerine sahiptir. Daima koşuşturma, toplumsal izolasyon, trafik ve gürültü, insanların ruh sıhhatini olumsuz tesirler. Bu nedenle, küçük bir kasabaya yerleşmek, bir çok kişi için rahatlatıcı ve huzur verici olabilir” dedi.
Ancak, Dr. Bell’in de belirttiği üzere, kentten kasabaya taşınmak, sırf olumlu bir tecrübe olmayabilir. Küçük kasabalarda toplumsal etraf daralır, beşerler daha az aktiflik ve fırsatla karşılaşır. Bu durum, birtakım bireylerde yalnızlık hissine yol açabilir.
Sosyolog ve göç üzerine çalışan uzman Dr. Sarah Williams, “Büyük kentlerin sunduğu toplumsal ağlar ve kültürel çeşitlilik, kasabalarda sonludur. Bu durum, bireylerin toplumsal izolasyona girmesine neden olabilir. Ayrıyeten, kasabalarda daha yakın bağlantı kurma zaruriliği, kimi bireylerde tasa oluşturuabilir” dedi.
SOSYAL TESİRLER: KASABA ÖMRÜNE AHENK SAĞLAMAK
Tersine göçün toplumsal tesirleri, bilhassa yerleşilen kasabanın kültürüne ve toplumsal yapısına ahenk sağlama süreciyle ilgili.
Göç ve toplumsal ahenk üzerine araştırmalar yapan uzman Dr. Peter Marks, “Küçük kasabalarda topluluklar daha birbirine bağlıdır ve daha klasik bir ömür stili hakimdir. Büyük kentlerde alışık olunan anonimlik, kasabalarda ortadan kalkar. Bu durum kimi bireyler için zorlayıcı olabilir. Yabancılaşma, topluluk içindeki dinamiklere ahenk sağlama sürecinin bir modülü olarak ortaya çıkabilir” dedi.
Kasabalarda yerleşik bir hayat üslubuna alışmak, metropoldeki bireyler için zorlayıcı olabilir.
Toplumsal değişim üzerine çalışan psikolog Dr. Lena Harper, “Kasabalarda beşerler birbirini daha sık görür ve tanır. Birtakım bireyler için bu durum, topluluk baskısını artırabilir. Özel hayatın hudutları daha barizdir, bu da bazen zorlayıcı olabilir” açıklamasını yaptı.
Bununla birlikte, küçük kasabalarda insanların daha fazla tanışma fırsatına sahip olması, toplumsal bağların güçlenmesine de imkan tanıyabilir. Yeni taşınan şahıslar, kasaba halkıyla daha yakın münasebetler kurma eğilimindedirler.
Dr. Marks, “Küçük topluluklarda, bireylerin birbirini tanıması daha kolaydır. Bu da toplumsal bağları güçlendirebilir ve yalnızlık hissini azaltabilir” dedi.
TERSİNE GÖÇÜN EKONOMİK ETKİLERİ
Ekonomik açıdan, küçük kasabalara göç eden bireyler çoklukla daha düşük hayat maliyetleriyle karşılaşırlar. Bu da maddi rahatlamayı beraberinde getirir. Fakat, küçük kasabalarda iş imkanları ve meslek fırsatları daha hudutlu olabilir.
Ekonomik göç uzmanı Dr. Elizabeth Harper,”Büyük şehirlerin sunduğu iş imkanları, kasabalarda yoktur. Lakin, meskenden çalışma modelinin yaygınlaşması ile bu durum değişmiştir. Birçok kişi küçük kasabalara taşındıktan sonra işlerini internet üzerinden sürdürebilmektedir” dedi.
TERSİNE GÖÇÜN SIHHAT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Tersine göç, bireylerin fizikî sıhhati üzerinde de tesirli olabilir. Küçük kasabalarda daha fazla fizikî aktivite, tabiat ile iç içe olma ve daha pak bir etraf, bireylerin daha sağlıklı bir ömür sürmelerine yardımcı olabilir. Lakin, kasabalarda sıhhat hizmetlerine erişim büyük kentlerdeki kadar kolay olmayabilir.
Halk sıhhati uzmanı Dr. Karen White, “Küçük kasabalarda sıhhat hizmetleri ekseriyetle sonludur. Bu nedenle, yerleşmeden evvel sıhhat altyapısının kıymetlendirilmesi önemlidir” ihtarında bulundu.
YENİ BİR ÖMÜR STİLİNE GEÇİŞ
Tersine göç, büyük kentlerin sunduğu avantajları terk etmek ve kasaba ömrünün sunduğu huzuru aramak manasına gelir. Lakin bu süreç, bireylerin toplumsal ve ruhsal ahenk süreçlerini derinden tesirler. Kasaba hayatına geçişin avantajları olduğu kadar, toplumsal ve ruhsal zorlukları da var.
Yeni bir etrafa ahenk sağlamak, bazen şiddetli olabilir. Tekrar de, yanlışsız hazırlık ve ahenk süreciyle, bilakis göç, bireylerin daha huzurlu ve sağlıklı bir ömür sürmelerine imkan tanıyabilir.
