Bilim dünyası, vitamin B3’ün muhakkak kanser cinslerini engelleme potansiyelini bir sefer daha doğruladı. Bilhassa non-melanom cilt kanserleri –bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinom– için yapılan kapsamlı bir araştırma, günlük nikotinamid desteğinin riski değerli ölçüde azalttığını gösterdi. Bu bulgular, yıllardır süren deneysel çalışmaları pekiştirerek, yüksek risk kümesindeki hastalar için yeni bir tedbire stratejisi sundu.
Araştırmacılar, ABD Gaziler İşleri (VA) sisteminden derlenen bilgilerle 33 binden fazla hastayı inceledi.
Sonuçlar, JAMA Dermatology mecmuasında yayımlanan çalışmada yer aldı. İştirakçilerin yarısı, günde iki sefer 500 miligram nikotinamid aldı; başka yarısı ise plasebo kullandı. Genel olarak, destek alanlarda yeni cilt kanseri olayları yüzde 14 oranında azaldı. Fakat, daha evvel en az bir sefer cilt kanseri teşhisi konmuş hastalarda bu oran yüzde 54’e yükseldi.
Araştırma takımından Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Dr. Matthew Willett, “Nikotinamid, UV ışınlarının neden olduğu DNA hasarını onararak ve bağışıklık sistemini güçlendirerek tesir gösterdi” diye belirtti. Willett’in liderliğindeki takım, propensity score matching usulüyle yaş, cinsiyet, ırk ve evvelki kanser hikayesi üzere faktörleri dengeleyerek sonuçların güvenilirliğini artırdı. Bu keşif, 2015’te Avustralya’da yürütülen ONTRAC Faz 3 denemesini temel aldı. O çalışmada, Daffodil L. Damian ve takımı, yüksek riskli 386 hastada nikotinamid’in yeni bazal ve skuamöz hücreli kanserleri yüzde 23 oranında azalttığını rapor etti.
New England Journal of Medicine’da yayımlanan bulgular, desteğin aktinik keratoz üzere prekanseröz lezyonları da yüzde 15’e varan oranda engellediğini ortaya koydu. Damian, o devirde “Nikotinamid, UV kaynaklı immün baskılanmayı bilakis çevirerek cilt kanserlerini önlemede kolay ve yan etkisiz bir araç” sözünü kullandı.
Uzmanlar, nikotinamid’in düzeneğini NAD+ (nikotinamid adenin dinükleotid) sentezini artırarak hücre gücünü ve DNA tamiratını desteklemesine bağlıyordu.
Kanada’dan Guelph Üniversitesi’nden Dr. James B. Kirkland, Nutrition and Cancer mecmuasında yayımlanan bir derlemede, “Niasin (B3 vitamini) eksikliğinin lösemi ve cilt kanseri modellerinde riski artırdığını gördük; epidemiyolojik datalar de insan popülasyonlarında emsal ilişkileri doğruladı” dedi.
Kirkland’in hayvan modelleri üzerine çalışmaları, B3’ün genomik istikrarı koruduğunu ve kemoterapi yan tesirlerini azalttığını vurguladı.
Avustralya’daki Frazer Enstitüsü’nden Dr. Yousuf Mohammed ise, son VA çalışmasını değerlendirirken, “Nikotinamid, reçetesiz satılan ucuz bir destek olarak pratik bir tedbire aracı haline geliyor; fakat en yeterli etkiyi, birinci teşhis sonrası erken kullanımda sağlıyor” yorumunu yaptı.
Mohammed’in grubu, Queensland Üniversitesi’nde UV hasarını onaran topikal formülasyonlar üzerine de araştırmalar yürütmüştü. Benzeri halde, Kaliforniya Üniversitesi’nden Dr. Sarah T. Arron, JAMA Dermatology’de yayımlanan bir editöryalde, “Literatür, nikotinamid’i cilt kanseri sonrası ikincil tedbire için standart tavsiye olarak konumlandırıyor; erken başlama, yararları maksimize ediyor” görüşünü lisana getirdi. Arron, melanom riski için başka çalışmalar gerektiğini, çünkü mevcut bilgilerin non-melanom kanserlere odaklandığını ekledi.
Araştırmalar, nikotinamid’in (niasinamik asitten farklı olarak kızarma yan tesiri yaratmayan form) genel popülasyonda değil, yüksek risklilerde –örneğin organ nakli alıcıları yahut güneşe fazla maruz kalanlarda– en tesirli olduğunu gösterdi. Bir Faz 3 denemesinde, nakil hastalarında risk azalması gözlemlenmedi; lakin Wheless ve arkadaşları, bu istisnanın metodolojik sınırlamalardan kaynaklandığını savundu.
MedPage Today’de aktarılan bulgulara nazaran, nikotinamid’in maliyeti düşük olması, global cilt kanseri yükünü hafifletmede ek bir avantaj sağlıyordu.Uzmanlar, bu desteğin güneş kremi, gözetici giysi ve gölge arayışı üzere temel tedbirleri ikame etmediğini vurguladı. Dr. Mohammed, “Nikotinamid, mevcut stratejilere tamamlayıcı bir modül; tek başına mucize değil” ihtarında bulundu. Gelecekteki çalışmalar, melanom ve başka kanser çeşitleri için dozajı optimize etmeyi hedefleyecek. Bu gelişme, cilt kanserlerinin artan insidansına karşı umut verici bir adım olarak kaydedildi; çünkü Dünya Sıhhat Örgütü bilgilerine nazaran, her yıl milyonlarca olay UV maruziyetinden kaynaklanıyordu.