Günlerdir süren orman yangınları, Türkiye’de devletin çöktüğünü mü gösteriyor? Yetersiz bütçe, eksik ekipman ve liyakatsizlik savları ortasında yangınlar büyümeye devam ediyor. Pekala, bu felaketin sorumlusu kim?
YouTube görüntü editörü Gazeteci Sabahattin Önkibar, son görüntüsünde Türkiye’deki yangınlarla ilgili açıklamada bulundu. Önkibar, açıklamalarında yangınlara müdahale ile ilgili ortada bulunan eksiklik ve yetersizlik noktasına dikkat çekerek yangınla gayretin yetersizliğine dikkat çekti.
Türkiye, 2025 yazında tarihinin en büyük orman yangını felaketlerinden birini yaşıyor. Ülkenin dört bir yanını saran alevler, yalnızca ormanları değil, devletin idare kapasitesini de tartışmaya açtı. İktidarın yangınlara müdahale sürecindeki eksiklikleri, liyakatsizlik argümanları ve yetersiz kaynak tahsisi, kamuoyunda büyük bir öfkeye yol açıyor. Eskişehir, Sakarya, Bilecik, İzmir ve daha birçok vilayette devam eden yangınlar, devletin afetle çabadaki acziyetini gözler önüne seriyor.
Bursa’daki yangına ait skandal iddia! Ormana akaryakıt dökülerek ateşe verildi
DEVLETİN HAZIRLIKSIZLIĞI
Türkiye, 1 Ocak 2025’ten bu yana 3.015 yangınla çaba ediyor; bunların 1.295’i ormanlık alanlarda, 1.720’si ise orman dışı alanlarda meydana geldi. Son bir haftada 576 orman yangını kaydedildi. İzmir, Manisa, Antalya, Mersin ve Eskişehir üzere vilayetlerdeki yangınlar, yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgârın tesiriyle süratle yayılıyor. Fakat tenkitler, yangınların büyümesinde yalnızca tabiat şartlarının değil, devletin hazırlıksızlığının da tesirli olduğu tarafında.
Eskişehir’de yaşanan trajedi, bu krizin en acı yüzünü ortaya koydu. Seyitgazi ilçesinde başlayan ve Afyonkarahisar’a sıçrayan yangında, 5 orman çalışanı ve 5 AKUT gönüllüsü hayatını kaybetti. Yangına müdahale eden grupların, rüzgârın ani istikamet değiştirmesiyle alevler ortasında kaldığı belirtiliyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu vefatları “sorumsuzluk” olarak nitelendirerek,
Türkiye’nin “kolay vefatlar ülkesi” haline geldiğini savundu.
Ormanlarımız da bizler de yanıyoruz
YETERSİZ BÜTÇE VE EKİPMAN EKSİKLİĞİ
Orman yangınlarıyla çabada en çok eleştirilen mevzulardan biri, devletin bu alana ayırdığı bütçenin yetersizliği. 2025 yılında yangından korunma ve gereç alımı için sadece 65 milyon TL (yaklaşık 1,5 milyon dolar) ayrıldığı belirtiliyor. Birebir devirde, temsil ve ağırlama sarfiyatları için 697 milyon TL harcanması, önceliklerin yanlış belirlendiği istikametinde reaksiyonlara yol açıyor.
Orman Genel Müdürlüğü’nün işçi sayısında da önemli bir azalma kelam konusu. 2022’den bu yana işçi sayısı 2.300 kişi azaldı ve 29.000 takım boşta. Yangın söndürme gruplarının tişörtlerle alanda çalıştığı, yangın elbisesi üzere temel ekipmanlardan mahrum olduğu argümanları, basına yansıyan manzaralarla destekleniyor. Daha da çarpıcı olan, gece görüşlü yangın söndürme uçağı yahut helikopterinin bulunmaması. 2022’de devrin Orman Bakanı’nın “Gece görüşlü 10 helikopter haftaya envanterde olacak” açıklamasına karşın, bu kelamların yerine getirilmediği ortaya çıktı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun “Hava karardı, söndürmeye yarın devam edeceğiz” sözleri, yangınla çabada gece müdahale kapasitesinin sıfır olduğunu doğruladı. Bu durum, yangınların denetim altına alınmasını zorlaştırırken, kamuoyunda “gösteri yapılıyor” algısını güçlendirdi.
Orman yangınları, bir işgal girişimidir!
SEFERBERLİK DAVETİ VE TSK TARTIŞMASI
Yangınlarla uğraşta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) devreye sokulmaması, iktidarın afet idaresindeki yaklaşımına yönelik tenkitlerin başında geliyor. Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, TBMM’nin ivedilikle toplanması ve “milli seferberlik” ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, yangınların yalnızca sıcaklık yahut kişisel yanılgılarla açıklanamayacağını, “rant ihtirası ve kurumsal zaafların ihmalin ötesinde ihanet boyutuna ulaştığını” savundu.
Özel bölümün yangınla çabada daha etkin rol alması gerektiği de tartışılıyor. Lakin, hükümetin bu tarafta adım atmadığı, bunun yerine toplumsal medya üzerinden algı idaresi yaptığı tez ediliyor. X platformunda paylaşılan gönderiler, halkın damacanalarla yangın söndürmeye çalıştığını, lakin organize bir devlet müdahalesinin eksik olduğunu gösteriyor.
Orman yangınları ile ilgili flaş karar! Ali Yerlikaya açıkladı
SAVURGANLIK VE DIŞ SİYASET ELEŞTİRİLERİ
Yangınlarla çabada kaynak eksikliği tartışılırken, iktidarın yurtdışına yaptığı harcamalar tenkit konusu. Suriyeli sığınmacılar için 100.000 fiyatsız konut inşa edilmesi, Filistin, Somali, Sudan ve öbür ülkelere milyarlarca dolarlık yardımlar, S400 alımı için 2,5 milyar dolar ödenmesi ve Londra bankerlerine bir ayda 4 milyar dolar faiz ödenmesi, kaynakların yanlış kullanıldığı argümanlarını güçlendiriyor. Osmangazi Köprüsü’nün 1,5 milyar dolarlık maliyetinin 14 milyar dolar olarak fatura edilmesi de bu savurganlık örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.Ayrıca, iktidarın dış siyasette tutarsız olduğu tenkitleri de gündemde. İsrail’in Gazze’deki aksiyonlarını soykırım olarak nitelendiren bir bildiriye Türkiye’nin imza atmaması, 25 ülkenin takviye verdiği bu teşebbüse katılmaması reaksiyon çekti. Misal formda, Irak, Libya ve Suriye’deki yıkımlarda Türkiye’nin ABD ve İsrail’le iş birliği yaptığı tezleri, kamuoyunda rahatsızlık yaratıyor.
Murat Kurum’dan çok konuşulacak orman yangını açıklaması!
TOPLUMSAL VE MANEVİ ÇÖKÜŞ İDDİASI
Yangın krizi, yalnızca maddi değil, manevi bir çöküşün de göstergesi olarak bedellendiriliyor. Türkiye’de ateist ve deist sayısının AKP devrinde 10 kat artarak 10 milyonu aştığı tez ediliyor. Tarikat ve cemaatlerin tesiriyle İslam’dan uzaklaşan bir bölümün olduğu, iktidarın telaffuz ve aksiyonlarındaki tutarsızlıkların bu durumu körüklediği belirtiliyor. Genç nüfusun işsizlik, düşük fiyatlar ve yüksek kiralar nedeniyle ümitsizliğe kapıldığı, aile kurma oranlarının düştüğü ve nitelikli gençlerin yurtdışına göç ettiği de vurgulanıyor.
Günlerdir ormanlarımız yanıyor: Sorumsuzlukları çıldırttı!
HESAP VERME VE İSTİFA TARTIŞMASI
Türkiye’de son 23 yılda yaşanan felaketlerde hiçbir bakanın istifa etmemesi, iktidarın sorumluluk almama kültürüne işaret ediyor. Bolu’daki otel yangını, hastanede yeni doğan bebeklerin mevti, LGS sorularının çalınması ve tren kazaları üzere olaylarda da istifa gelmemişti. Orman yangınları sonrası Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın istifa etmesi gerektiği istikametinde davetler yükseliyor, lakin iktidarın bu taleplere cevap vermesi beklenmiyor.
Türkiye, orman yangınlarıyla gayret ederken, devletin idare kapasitesi, kaynak kullanımı ve liyakat tartışmalarıyla karşı karşıya. Yangınların yalnızca tabiat felaketi değil, tıpkı vakitte bir “devlet krizi” olduğu istikametindeki tenkitler, kamuoyunda yankı bulmaya devam ediyor. Vatandaşlar, toplumsal medya üzerinden dayanışma davetleri yaparken, hükümetten acil ve kapsamlı bir seferberlik bekliyor.